Deniz Algleri ve Bakteri birlikteliği

Okyanus Alg-Bakteri kültürü Birlikteliği. Dünyna yüzeyinin yaklaşık %71'i tuzlu su içeren deniz ve okyanuslarla kaplı. Buralardaki toplam su miktarı tüm Dünya suyunun %98'ini oluşturuyor. Su altında son derece çeşitli ve canlı bir yaşam hüküm sürmekte ve bunun büyük bir kısmı da henüz keşfedilmeyi beklemekte. Bu yaşamı araştıran Avrupa ve Amerika'dan bir grup bilimci, tek hücreli algler ile çok özel bir bakteri ailesi arasında yeni bir simbiyotik ilişki keşfetti.
Keşfi anlatan ve Science dergisinde yayımlanan makale, önce okyanuslarda yaşam için ihtiyaç duyulan azotun atmosferden alınıp suda kullanılabilir hale getirilmesinde tek hücreli algler ile azot sabitleyen bakterilerin rolünü vurguluyor.



Makaleye göre yeni keşif, okyanuslardaki yaşam ile bunun Dünya'daki yeri ve önemi hakkında yeni ufuklar açacak.
Bu konudaki ilk keşif, 1998'de Santa Cruz'daki Kaliforniya Üniversitesinden bir deniz bilimci olan Jonathan Zehr tarafından yapılmıştı. Keşfedilen mikrop, cyanobacteria ailesinden olup çok küçük bir genoma sahipti. Azot sabitleme işlevi gören bu bakterinin ilginç yanı, fotosentez yapan genlere sahip bulunmamasıydı. Bu durumda yaşamını nasıl sürdürüyordu?.
Araştırmadan ortaya çıkan sonuca göre, tüm Dünya okyanuslarında yaygın olan olarak bulunan bakterinin, gerekli gibi görünen bu genlere sahip olmadan yaşayabilmesinin nedeni, alglerle olan simbiyotik ilişkisi. Cyanobacterium, konuk olarak bulunduğu alg hücresine azot sağlarken, ev sahibi alg hücresi de bakteriye onun ihtiyacı olan, ama kendisinin üretemediği karbonu sağlıyor.

Profesör Zehr ve ekibi tarafından yürütülen önceki çalışmalarda cyanobacteria denizden toplanan ve sonra da laboratuara getirilen örneklerde incelenmişti. Tüm genomu da laboratuarda çıkarılmıştı. Bazı anahtar metabolizmalar için gerekli genlerin bulunmadığı görülmüş ve o zaman başka organizmalarla bir simbiyotik ilişkide olabileceği düşünülmüştü.
Bu kez, araştırmalar taze toplanan deniz örneklerinin araştırma gemisinde hemen incelenmesi ile sürdürüldü. Gemiye getirilen özel laboratuar cihazları ile örnekler birkaç dakika içinde incelenebildi. Aksi takdirde bu ilişkinin keşfi gerçekleşmeyebilirdi.
Professor Zehr küresel azot ve karbon dengesinin sağlanmasında söz konusu alg ve bakterinin rollerini tahmin etmenin güç olduğunu söyledi. Çünkü bu işlevi yerine getiren başka algler de var. Ama bu keşif küresel çapta okyanuslardaki yaşamı daha iyi anlamamızı sağlayacak.

Kaynakça:
http://www.sciencemag.org/content/337/6101/1546.abstract?sid=a728cd7c-a8ef-4df6-8138-678f7dd7d6e6

 

Pellet nitrat sıfırlandıktan sonra ortaya cyano çıkıyor. Yani nitrojeni (Azot) sabitliyor. Peki bu cyano neyi besleyecek. Oda algler gibi fotosentez yapıyor. suya oksijen katıyor. magnezyum tüketiyor. Sizce?

 

Eminim Mars ta bile varlardır. Cidden.

Cyanobacterium, konuk olarak bulunduğu alg hücresine azot sağlarken, ev sahibi alg hücresi de bakteriye onun ihtiyacı olan, ama kendisinin üretemediği karbonu sağlıyor.

Bu cümle çok önemli. Biz pellet, votka, şeker, biooptim vs. gibi karbon kaynaklarını tanklarımıza veriyoruz. Ne yaşıyoruz. Limitasyon. Sonrası cyano bakterinin aşırı üremesi. Bu nitrat sınırlamasında başımıza geliyor. Kullanacağımız karbon kaynağı ne olursa olsun dikkat etmeliyiz. Bakın cyano azot (nitrat) sağlıyor, bakteride ona karbon. Biz karbon veriyoruz azot düşüyor, cyano artıyor. Şimdi bakteriye ne oluyor. Yani karbon kaynakları tanka doğru şekilde verilirse önce nitrat düşüyor. Sonra fosfat. Nitrat yok gibi gözüküyor ama tanka NİTROJEN sağlıyor. Bakteriyi ayakta tutuyor. Sonrasında fosfat aşağı inme evresi gösteriyor yok olmuyor ne sağlıyor FOSFOR. Tank hem bakteriyel dengeyi buluyor fazla olan ölüyor ps topluyor. Cyano hep var her yerde, ortaya çıkıyor fazlalaşırsa mercanları yani alglerini sarabiliyor. İşte doğru karbon oranı bu aşamalara gelmeden hesaplanmalı bence.

Cyano artışı gözlemlersek ne yamalıyız. İşte amino asidin kullanım zamanı. Ama dozunu aşmadan.

 

Fatih cyano olursa aminoasit kullanılırsa gider mi yani?

 

Birde işin şu yönü var dinoflagges türleri (oodinium dahil), cyanobakteria, aiptasia, arasında simbiyotik ilişki mevcut. Okuduğum kaynaklara göre. Yani tanka beneği, aiptasyayı, mercan ölümlerini sağlayan biziz. İnanın. Kendi kendine çıkmıyor. Aiptasya başka kaya ile gelebilir. Bunlar suyumuzda var. Ro burada çok önemli.

Tek hücreli canlılar;
Dinoflagges türleri genelde %70 oranında tatlı suda görülür, deniz ortamında yaşayanları mevcuttur. Oodinium yani bizim tabirimizle (beyaz benek) tam anlamıyla yırtıcı simbiyozu önce kayalarda başlıyor. Geliştikten sonra simbiyozunu yani beslenmesini balığın vücudundan kan emerek sağlıyor. Sebep arıyoruz başka tanktan balık aldık, kaya aldık, çeşme suyu kullandık, hayır. Suçlu biziz. Neden azot döngüsünü bozduk.

Şuradan bu çıkıyor; Şimdi tankımızda mutlaka basit anlamda kullandığımız su ile çeşme olsun, ro suyu, deniz suyu,

Cyano,
Dyno, mevcut. Bunları kapalı sisteme sokup. Birde üzerine nitrifikasyon bakterileri sunuyoruz. Sonrada savaşın al sana yemek, karbon, oksijen, magnezyum vs ne istiyorsan ne lazımsa. Savaşın dengeyi sağlayın. Bunlar hem savaşmak hemde birbirlerine besin sağlamak zorundalar. Bu gerçek. 3 guruptan en güçlü 2 si cyano ve dyno. Onlar zor şartlara göre programlanmışlar. Her şartta ayakta kalabiliyorlar. Dünya doğduğundan beri varlar. Bundan kurtulamayız.

Cyano KARBON , fosfat, silikat tüketiyor, fotosentez yapıp oksijen üretiyor, nitrojen üretiyor. Fazla Ürerse kayaları, camı, kumu mesken ediniyor.

Dyno Karbon, fosfat, silikat tüketiyor, ağır metal ne bulursa ürüyor, kayalara cama yerleşiyor ürüyor bizim tabirimizle bitki formuna dönüşüp artık ihtiyacı yukarıdakilere ihtiyacı kalmayan balık derisinden kendini besleyebilen canlı haline geliyor.

Bunlar galip geldiğinde Ne oluyor nitrifikasyon bakterisine, yavaş yavaş sayıları azalmaya başlıyor. yerleştiği yerleri cyano, dyno ele geçiriyor. Zaten diğerleri güçlülerdi onlar zor şartlarda yaşamaya varolmaya alışıklar.

Lütfen dengeyi bozmayalım, denizleri kirletmeyelim. Biz olmasakta onlar yaşayacak bir şekilde.

Lütfen tankımızda fazla karbon kullanmayalım, aman balıklar aç kalmasın mantığı ile fazla yemlemeyelim, ne olacak yaw deyip çeşme suyu ile tank kurmayalım, ro filtrelerimizi sürekli kontrol edelim, geliyorlar bari geleni minimuma indirelim.

 

Yok abi gitmez. Asla yok olmaz. Eğer diğerlerinin lehine denge bozulmuşsa kullanılmalı. Denge sağlamak için gerekli.

Basit mantıkla farzedelim,

adet olarak;
3 cyano
3 dyno
3 nitrifikasyon bakterimiz var.

Ortadan dynoyu kaldırmak için bazı ilaçlar mevcut. Nekadar doğrudur bilinmez. Hobi için en tehlikelisi bu canlı bence


4 cyano, 4 dyno, 2 nit. olunca iş değişiyor. Karbonu biz değil bakteri vermeli bunlara mecbur kalmalılar birbirlerine.

Geçenlerde Rusya 'da yer altına sakladıkları Nükleer atık içeren depoları. Toprak altından çıkartmışlar. Tam 3 kere ayrı ayrı dezenfekte etmek için yüksek miktarda Hidrojen Peroksite maruz bırakmışlar. Tüm olanı öldürmek için. Bir şeyler çağrıştırıyormu.

Şimdi sıfır kaya sıfır kum sıfır su hazırladık. Lakin kaya kum sıfır ama su değil. Bas Hidrejen peroksiti yada ozonu. suyu sterilize et. koy tanka. Ver elementi, ver amonyağı, ver nitrifikasyon bakterisini. Al sana 10 numara tank.

Sonra ver balığı, ver yemi, koy simbiyotik alg içeren mercanı hangisi güçlü pozisyona girer.?

 

Hidrojen peroksit ortama bağlı olarak indirgen ve yükseltgen özelliğe sahiptir.
Bulunuşu: Hidrojen peroksit tabiatta kar ve yağmur içerisinde eser miktarda bulunmaktadır. Suyun elektrolizi esnasında katot çevresinde meydana gelir.

Hani deriz ya, bir kar yağmadı ortalığı hastalık götürüyor diye. Üretim yeri Ozon tabakası olmasın.

 

Saf Bal, hidrojen peroksit özelliği varmış ve sulandırıldıkça perosit etkisi artıyormuş. Oodinium tedavisinde balık yemlerimize bal karıştırsak sizce yararı olurmu.

 

İlginç, yemlere bal emdirmek denenebilir ama bu sanırım tedaviye destek unsuru olarak kalır, mukozaya gömük parazit ve popülasyonu yem ile def edilemez sanırım.

 

Tartışalım abi bu konuyu bence. Direkt peroksit vermektense, iç organına indirip bünyeyi güçlendirip belki vücudundan atmasını sağlaya biliriz. Farklı bir etkisi de olabilir.

Propolis te var, daha mantıklı gibi.

Araştırmama göre zaten oodinium tedavisinde İngiltere ve Hollandada bunu Oodinium tedavisi olarak kullanan bir kaç veterinerlik ve ilaç mevcut . Sıvı propoliste mevcut piyasada.

 

Ben uygulama ya geçtim. Eczaneye uğradım çocuklar için ilaç almaya. Arı sütü bal ve propolis karışımı olan bir yerli ürün aldım. Yanlız tahta kaşık la kullanılmalıymış. 1 mili katı sıvıyı elle 5 adet kuru yemle karıştırıp tanka fazla bulaştırmadan elimden direk yedirdim. En sonunda kurtulamayan powdera sıra geldi blue tangden 1 tanesini yedi. Şuan hayvanın durumu bu

 

Tartışılsın elbette Fatih ama dediğim gibi bazı endişeler demeyelim ama hani bu tarz bir soruna istenen oranda fayda sağlar mı bakmak gerek. Burada senin akvaryumu baz alırsak eğer biraz düşünmek gerekiyor. Balık powder blue tang, su şartlarında rahatsız eden unsur olduğunda (Ph, tüm elementlerdeki salınım, parazit istilası, stres vb) konak durumundadır, bu aslında döngüye ev sahipliği yapması ve bir anlamda da diğer balıkları riske etmesi anlamını taşır. SPS mercanların huzur ve mutluluğu için sürekli girilen katkılar, oynayan kh, pH ve kalsiyum, magnezyum değerleri balığa fırsatı ya vermiyor veya yeterince vermiyor.

Başka bir akvaryumda bu balık bu durumu ancak 1 hafta kaldırabilirken senin akvaryumda belki de aylarını geçirebilir veya giden gelen benekler hayatının parçası olabilir, bu aslında durumun çok ağır olmadığına ama her an teslim olabileceği anlamına da gelir.

Neden yeme yapılan bu işlemden endişe duyduğumu daha net izah etmek gerekirse, rahatsız olduğu unsurlara değil üzerindekileri hedef alıyor olmandır, eğer yukarıda yazdığın gibi bu parazitler suyumuzun bir parçası ise bugün yollasan yarın balığı memnun etmediğin sürece geri gelecektir.

 

Abi inan aylardır tankım ph ve element düzeyi standart. Gece gündüz bir paralelde. Lakin benim anlatmak istediğim savaş aşağıdaki resimlerde gözüküyor. Zemin olarak seçtikleri yer işgal ettikleri sıfır kayalar. Örnek

 

1 ve 3 dino, 2 cyano ve son resimde baştan beri canlı kaya.

 

Sıfır kayalardan kastın nedir, seramik kayalar mı?

 

Fırınlanmış dedikleri, okyanus kayası carib sea, coralin alg yerleşemiyor, yerli canlı kayalarda yok gibiler. Zaten onlarda canlı var.

Fotosentez bariz ortada

 

Ve ben bunlarî ancak cep telefonunun makro moduyla görebiliyorum. Yoksa uzaktan yok gibiler

 

Buna şaşırmana gerek yok Fatih, dekoru bozup kalekim ile yapıştırdığımda sendeki görüntü oluştu, önce durumu kayaların dışarıda çok kalmasına ve aslında pek iyi temizlenmemesine bağladım, sonra kalekim de yapmış olabilir dedim. Ardından hazır şekilli seramik yapma dekor aldım ve aynı görüntülerin ben de oluştu, seramik kayaların, yahut bu denli işlem gören kayaların sözünü ettiğin oluşumlara daha iyi alan sağlamasına şaşırma, daha geçen gün kendi yayınladığın fotoğrafı hatırla, aşağıda bak bakalım sana ne anlatıyor, kur ilişkiyi gel yanıma.

 

Savaşı kaybetmek üzere olan bir mercan bunun için ilk koyduğumda telefonda iyi durumda gözükmüyor demiştin aylar önce hatırlatırım.

 

Atmışım tutmuş demek ki. Mercanın ölü kısımları geride atık ve cyano, dino gibi oluşumlara besin bırakıyor, sözünü ettiğin dekorlar ve kayalarda biz yaladık yuttuk dense de bu unsurları ya yapımında kullanılandan yapıştırıcıdan veya doğal ise temizliğinin süper olmamasından geride bir şeyler bırakıyor, buna bir de anlatmaya çalıştığın boş biyoloji yaşama sahip olması eklenince gördüklerin vuku buluyor.