Kim Neyle ve Nasıl?

Deniz akvaryumu hobisi bir karmaşalar dünyası ve bu hobi çeşitli başarı hikayeleri veya çeşitli başarısızlıklar hikayesi yazan bir roman yazarı gibidir. Baş rolde oynayan hobiciler, yardımcı oyuncu esnaf, ekipmanlar figüran ve hikayede kırılan, kullanılan nesneler ise canlılardır. Rol kabiliyeti doğuştan da gelebilir, okulundan da öğrenilebilir, setleri terk edip geri gelmelerle veya setlerde sürünmekle de öğrenilebilir. Bir makale dağlar gibi cümleler içerebilir, kelimeler içinde bilgiler yığınla aktarılabilir ama en güzel ve en faydalı bilgi o koca makalenin altına eklenen küçücük yorumlarda olabilir.



En iyisini yakalamayı, en iyisini kullanarak yakalama düşüncesi saygı duyulacak düşünce iken, etrafınızda birçok kişinin bu düşünce altında belkide sizi yakalayamadığına zaman içinde bolca şahit olabilirsiniz ama bu her iki tarafında bir şeyleri doğru veya yanlış yaptığından daha çok tercihlerdeki bilinç ile ilgili olarak değişir, belki de biraz da şans?

Bir akvaryum kurulduğunu düşünün, burada bize, bizlere açık, her bir unsuru mükemmele yakın tasarlanmış ve hazırlanmış olsun. Kurulum sonrası her şey mükemmel giderken, hatta gördüklerini ilk kez yakalamış olan arkadaşın mutluluğuna şahit olduğunuzu, aniden akvaryumunu cyano sardığını, bir diğerinde balıkların bir tuhaf olduğunu, birinde bozulma görüldüğünü farz edin. Ne olabilir?

Basit bir örnek olarak, Ro cihazına reçine veya diğer filtreleri tavsiyeler üzerine ağ kurulmuş yapıdan alırsanız ve mükemmel olsa dahi akvaryuma eğer istenmeyen maddeleri sokarsanız mükemmel olmak adeta serçe kuşunun kartal kuşunu yemesi gibi olur. Yahut derler ya hani 'arslanı kediye boğdurmak' diye tam da bu olur.

Tuz markaları, ekipman markaları, lamba markaları veya bin bir çeşit isimler duyabilirsiniz ama unutmayın ki insanlar farklı tecrübeler yaşayabilir, görebilir, aktarabilir, fısıldayabilir. Bazıları iyiye yönelir, en çok lanse edilen yerden bir malzemeyi alır ama yukarıda söz ettiğim sorunları yaşayabilir. Bir başkası veya ben ilk gördüğüm yapı marketten aldığım reçineden sıfır sorun yaşayabilirim.

Yaşanan örneklere kısaca göz atarsak, günde 7 kere yemleme yapılan, durmadan donmuş yem girilen kendi sistemimde tank üzerinde dünya markası floresanlar varken her yer yosun ama alt sump kısmında tasarruflu ampul varken sıfır yosun var.



Dünya markası tuzları kullanıyorken palyaço yumurtaları mantarlaşıp kayboluyorken Marmara deniz suyuna yani özüme döndüğümde mantarlaşmayan ve artık larva haline yaklaşan yumurtaları izliyorum.



Ne anlatıyorum, ben de bilmiyorum içimden geldi yazdım.

Sevgiler...

 

Yazmak lazım, her şeyi, her görüşü dinlemek lazım. Okumak dünyanın en güzel şeyi. Gözlem yapmak, yaratılanı anlamaya çalışmak. Bunu anladıktan sonra saygı duymak mükemmel bir duygu. Hiç bir tank asla mükemmel olamaz. Asla ve asla bunu aramamak lazım. Ama insanı delirten basit şeylerden dolayı ilerleyememek oluyor.


Bir otun bile dünyanın dengesini sağladığını bilebilirsek. Bir kelebeğin çırpınan kanatlarının bile dünyanın dengesine katkı sahibi olduğunu bilirsek. Ve bunların önemini bilerek evimize sokarak, sorumluluğu sırtımıza yüklediğimiz yükün sorumluluğun farkına varırsak, işi gösteri için değil. Doğayı sevdiğimiz için yaparsak. Ne ekipmanın ne tuzun ne suyun önemi kalmaz. Ülkemiz şuan o duruma geldi ki seviniyorum. Adam balıkçı tezgahı var. Yapmış bir akvaryum almış denizden levreği çipurayı bağlamış skimmerı. Müşterisine sergiliyor. Balıkçı bile tezgahında becerebiliyor bu işi. Ülke için güzel bir duygu. Şartları sağlayabilmek artık zor değil. Yeterki bilinçi ne istediğimizi bilerek yapalım.

 

Evet aynen öyle, gerisini siz beyninizde tamamlayın dedim, bu daha doğru.

 

En güzeli araştırıp okumak, bunlarla beraber sorular sorup bilgi toplamak. En birinci ise dediğiniz gibi ne yapacağına neyi başarabilirime karar vermek, hobiyi zorluktan ziyade sevgiye dönüştürmek.
İmkanlarımızı ve maddi gücümüzü bununla ne yapabilirim diye kendimize sormak.

Bazen bakıyorum kısıtlı imkanlarla hobiye başlamak isteyen oluyor, kısıtlı imkanların en efektif olanını ona tavsiye etmek varken illaki kısıtlı imkanlarını aşan sistemlere bu böyle olmaz şunları bunları yapman lazım şunları alman lazım onları almazsan kesinlikle ileride sıkıntı çekersin gibi şartlandırmalara yöneltebiliyoruz. Bence bu yanlış kaş yaparken göz çıkarmak oluyor zaten en iyisini temin edebilse en iyisini almak ister, başlamadan da soğuyor hobiden.
Ha diyebilirsiniz ileride zaten bunları alırsa zarar edecek, yok ne bileyim farklı bir sisteme geçecek büyütecek bende katılmıyorum diyeceğim, imkanı yok ki zaten imkan bu, bu şekil bir imkanı var, bu kadar imkanla ben bunu yapabilirim diye haykırıyor.

Yani demek istediğim hobiyi yaparken kendi imkanlarımız dahilinde değerlendirmeyelim karşımızdaki yeni başlayacaklara daha bir cesaret verelim. Hobini yapılabilinirliğini en uygun imkanlarla vasatın altında kalmayacak şekilde sevdirelim. Unutmayalım ki pet şişeden ps vs yaptığımız günler, yada yapanları gördüğümüz günler vardı hala da var diye tahmin ediyorum.

Her zaman dediğim gibi hissettiklerimi anlatabilme yazıya dökebilme özürlüyümdür, umarım birşeyler anlatabilmişimdir.

Bunu yazdım çünkü baktığım zaman çoğu kişide kendi imkanlarından, perfektifinden bakan bir yapı ve tavsiye görüyorum fazlaca. Belki bende ara sıra bu şekil olabiliyorum.

İmkanları dahilinde yönlendirme yapalım, hobiyi sevdirelim, imkan sınılarını zorlatmayalım.

Benimde içimden bunlar geldi.

Saygılar.

 

Bilinçli olmak adına zaten burada yazmalıyız yanlış olanı, doğru olanı. Ben bunun savaşını veriyorum yıllardır. Yeri geldiğinde hesapta sorabilmeliyiz. Ancak böyle düzene girer bu işler.

 

Müthiş!

Yıl 2008 ve ben burada başlamışım bu cahil halimle ilk olarak hafiften kana girmeye. Şöyle bir şablon hazırlamışım. İlgili konu 5 sorudan en az üçüne evet mi?

1) Akvaryum ile ilgili uğraşlarınızda(akvaryum forumları, internet siteleri, kitap ve dergiler, akvaryum bakımı,alış veriş dahil) günde ortalama 2 saatten daha fazla vakit harcıyor musunuz?

2)Bir akvaryum satış mağazasında alışveriş yaparken hiç planlamadığınız ancak çok hoşunuza giden bir balığa/malzemeye karşı uyanan isteğinizi veya internet ya da akvaryum karşısında geçirdiğiniz vakti kontrol etmekte güçlük yaşıyor musunuz?

3) Akvaryumdan, internet ve kitaplarınızdan ayrı kaldığınızda rahatsız eden bir huzursuzluk duyuyor musunuz?

4) Mevcut akvaryumlarınızın miktarının,akvaryum/internet/kitap karşısında geçirdiğiniz vaktin arttırılmasına ihtiyacınız olduğunu düşünüyor musunuz?

5) Sosyal çevrenizle veya maddi açıdan problemler yaşasanız bile akvaryumculuk hevesiniz devam ediyor mu, imkanlarınızı zorlayarak alış veriş yapıyor musunuz?

 

Öncelikle

Abi 5te 5 evetse ben bitmişim demektir.

Malesef kendi kötü huyum var ve bunu dizginlemem gerektiğine inanıyorum. Hatta bunun için psikolojik destek bile almam gerekebilir.
Hobiye gereğinden fazla vakit ayırma sendromu diyorum ben buna.
Akvaryuma başlamadan önce fotoğraf ile ilgileniyordum. küçük bir ciklet tankım vardı ama akvaryumcudan yem almaya, kuş almaya gide gele deniz akvaryumuna giriş yaptım. Eskiden fotoğraf forumlarından çıkmazken geçen fark ettim ki şimdi oraya uğramıyorum bile.
Fotoğraf ile ilgilenirken lens, filtre vs bir sürü ekipmana para harcamaktan, ürün araştırmaktan bıkkınlık gelmişti.
Hadi aldım diyelim ne kadar fotoğraf çekebiliyorum burası ayrı tartışma konusuydu. Çektiğim fotoğrafları ne kadar işleyebiliyorum, ya da bunları ne yapıyorum orası da ayrı bir durum.
Akvaryuma başlarken şunu dedim kendi kendime, öyle bir sistem alayım ki ekstra para harcamayayım. Sadece balıkları alsam yeter bana.
O sebeple RSM250 aldım. Önce PSi değiştirdim, sonra ilave dalga motoru taktım. Soğutucu için şuan sadece kendimi kasıyorum, harcama yapmayayım diye.
Asıl beni şuan rahatsız eden şu. Ben Mahir Bey'in yazdığı 1. grup olmak isterken şuan 2. gruptayım ve maalesef 3. gruba göz kırpmaya başlamışım. Akvaryumla ilgilendiğim vaktin çoğunu burada harcamak da sevdiğim birşey değil. O sebeple kendime de kota koymayı, gerekirse bunun için destek almayı bile ciddi ciddi düşünüyorum. Çünkü öğrenmenin sınırı yok. Herşeyi öğrenmemin de imkanı ve gereği olduğunu düşünmüyorum. Bu işin bir hobi olduğunu, hiçbir hobinin masum olmadığını, masrafların çok ciddi rakamlara ulaşabildiğini bilmek yetmiyor. Farkında olup baskı altında tutmak lazım.

Nacizane tavsiyelerim.
1- Ne alacağınıza karar verip, aldığınız yerde yoksa almış olmak için canlı, ekipman vs almayın.
2- Canlı alımında bütçenizi belirleyin, kredi kartını yanınıza almayın, bildiğiniz esnafla açık hesap alışveriş yapmayın, paranız nakit olsun.
3- Tankınızın canlı yükünü iyi araştırın, fazlasını almayın hatta hep eksik yükünüz olsun.
4- 1 sefer tank kurun, kurduğunuz ekipmanlarınız başta alırken dikkatli alın, sonra değiştirmenin daha masraflı olacağını bilin.
5- Canlı yükünüzü aştınız diye aman PSi değiştireyim vs işlere girmemeye çalışın.
6- Ya da "Para benim sana ne" diyip ilk 5 maddeyi dikkate almayın