1. Hoş geldiniz, Akvaryum Portalı ailesine katılım için kendinizi hazır hissediyorsanız üye olun.
    Yardım sayfasından forum kullanım desteği alın.

Kendimize mi güvenmiyoruz, tankımıza mı?

Başlığı 'Genel Tuzlu Su Konuları ve Tartışmalar' kategorisinde veysel tarafından 15 Ocak 2015 başlatılmıştır.

  1. ogeday_ylz

    ogeday_ylz

    Mesajlar:
    259
    Yer:
    Karşıyaka / izmir
    İsim:
    Ogeday YALAZ
    Veysel hocam bu konuda şöyle diyeyim ; ben bu hobiye 10 sene önce belki çoğunuz gibi fanusta japon balığı besleyerek başladım ancak şuan baktığımda ben hala bu hobi de yeniyim diyebiliyorum çünkü bu işin sonu yok. Neden yok öncelik doyumsuzluktan başlıyor , sonrasında insan da bir dürtü oluşuyor bunu becerdiysem bir üst basamağada çıkarım diyorsun. Tatlı su da bakmadığım beslemediğim tür bir elin parmağını geçmez çok yavrular aldım , çok gösterişli tanklar kurdum ancak çokta kayıplar yaşadım. Kayıplarımın tamamı rahat duramayıp tanka şunu da ekleyeyim şunuda değişitireyim hevesimden olmuştur.
    Bu belkide biz Türklerin yapısından gelen birşey , belki çevre faktörü bilemiyorum ama en basitinden cep telefonları gibi düşünün hep bir üst model çıktı mı alan kişiler vardır yakından takip ederler piyasayı. Tabi ki bu maddiyatla da yakından alakalı bir durum.
    Bir zamanlar deniz akvaryumunu gözümde son basamak olarak görürdüm. Ancak bu basamağada adım atınca anladım ki hakikatten bu işin sonu yok. Şu anki 120-130 litrelik tankım daha yeni ama hayallerim bayağı bir eski aslında. Benim düşüncem akvaryumda sadece 2-3 palyaço bakmaktı bu işe girerken ancak forumdaki arkadaşlarımın tanklarını görüp yazılarını okuyunca ve messiah nickli Engin abiminde gazına gelerek ister istemez bu akvaryumda mercan da olmalı dedim. Daha mercanları tankıma sokmadan iş lps - sps diye büyümeye başladı hayalimde :D Diyeceğim o ki insan kendine güvendikçe işi öğrendikçe elindeki ile yetinmiyor. Her zaman bir üst basamak olmuştur ve hep olacaktır. Yurt dışına gelince adamlar bizim kadar hevesli değil demek ki. (yada aç gözlü değil :p ) Ve bizim için bu hobi her gün , her dakika yeni bir tecrübe oluyor ve tecrübe kazandıkça tankımızı beğenmiyoruz daha iyisini yapmak için uğraşıyoruz. Sonuç her ay sonu şişmiş bir kart :sopa:temo11
     
    TencoMelih, veysel, basma tulumba ve diğer 2 kişi bunu beğendi.
  2. LostRua

    LostRua

    Mesajlar:
    3.518
    Yer:
    Konya
    İsim:
    Doğuş ARISOY
    4-5 yıldır akvaryum hobisinini içerisindeyim bende. Herkesin derdi, akvaryum değiştirmeleri farklıdır. Bende bu kısacık dönemde akvaryum hobisinde başımdan geçenleri anlatmak istedim. 14 Şubat 2010 tarihinde aldım ilk akvaryumumu kendisi 10 litre ölçülerinde plastik altı ve kapağı olan çok tatlı bir akvaryumdu. İçinde plastik renkli taşlardan, bir yapay bitki, bir ısıtıcı, bir filtre ve akvaryum her şeyiyle hazırdı. Yanımda onun hediyesi diye eve getirdiğim sevgilim vardı. Büyük ihtimal dershane çıkışı gitmiştik akvaryumcuya. Hala unutmam pahalı olmasın diye anayol üzerinde olandan değilde pasajda olan akvaryumculara gitmiştim. Sırtımdaki sırt çantamda en az 10 litre su poşetin içinde bir elimde akvaryum kum balık. Otobüse gidiyorum. Ben hayatımda bu kadar kitap taşımadım. Akvaryum için tüm yükün altına girdim. Sonuçta eve vardım. Akvaryumumu kurdum akvaryumcudan taşıdığım 10 litre hazır su ile. Tabi mavi damla olarak bilinen ( metilen mavisi ) damlatmaz olur muyuz. O balıklarımızı ayakta tutacak şey. Yavru alıp büyütüp satmak hayali ile başladı hobiye olan ilgim. Klasik hikaye, balıklar öldü akvaryum yıkandı kuruldu yıkandı kuruldu, sanki hata bendeymiş gibi her adımıım tekrar tekrar gözden geçiriyordum ama balıklarım ölüyordu. Derken internete sordum balıklar neden ölür diye. O zamanlar zaten bu kadar akvaryum üzerine forum yoktu. Aktif yazılar kurulumlar azdı. Sorusunu soran kaçıp gidiyordu. Akvaryumumun küçük olduğunu biliyordum. Büyütmem gerektiğini öğrendim forumlardan. ( Belki o zamanlar biri bana nano akvaryum konusunda bilgilendirme yapsaydı şu anda akvaryum taşımaktan su taşımaktan ne belim ağrırdı ne sırtım. ) Bu sefer ana cadde üzerindeki akvaryumcuya gittim. Artık hem işin maddiyatını biliyordum, hemde daha sağlıklısını bulabilirim diye düşündüm. Gittim ve koskocaman bir 60 litre akvaryum aldım. Kum olarak doğaldan yana olduğumuz için dere kumu aldım. Doldurdum suyu, bu sefer daha büyük filtrem, daha iyi ısıtıcım ve daha sağlıklı balıklarım olacaktı. O akvaryumda sarı prenses bile besledim desem yalan olmaz. O akvaryumdan sonra yine başarısızlıklar gelince kendimi akvaryumportalında buldum. Ciklet ( Cichlid ) akvaryumları için büyük hacimler lazımdı. Ailesinini yanında daha reşit olmamış biri o hacimleri başaramazdı. Hemde izin çıkmazdı. Sonra baktım ki murer ( Murat Abim ) nickli bir üye. Alabildiğince yeşil akvaryumlar yapıyor. Sürekli fotoğraf fotoğraf. Dedim bende bitkici olacağım. Açtım bir konu, hagen kum tablet gübreler, sıvı gübreler, filtre olmaz dış filtre, yok akıntı şart küçük filtre, yok floresan, yok armatür derken para, para, para. Ve bir o kadarda tecrübe. Paylaşımlar, dayanışmalar. Tabi araştırma son gaz devam o hiçbir zaman durmuyor. Ve yazmalarım, okumalarım hiç bitmiyor. Belki hiç beslemedim ama bir cichlid akvaryumu tropheus akvaryumu discus akvaryumu bir reef bir marin bir karides ve daha nice akvaryumları kurabileceğimi düşünüyorum. Belki hiç tecrübe etmedim. Ama çok okudum. Okuduklarımı paylaştım. Soranlara çare oldum. Araştırdım. Şimdi ise yeni bir akvaryum kuruyorum. 60x60x50 (h) bir reef akvaryumu. Ailemin evine kurabileceğim en büyük boyutlarda. Balıklarımın sağlıklı olabileceğine inanabileceğim bir hacimde. Yani bana uygun. Ben yenisini ne zaman kurarım o konuda emin değilim. Ama kurarım. Dört bir yanımı akvaryumlar sarana kadar. Evimin bir odasına giripte balıklarımla yüzene kadar akvaryum kurarım. Her akvaryumda görmem gereken hissettiğim ve baktığımda gözümde canlanan bir tasarım var. O tasarıma eriştiğim an. O hedefe ulaştığım an bitmiştir benim için. Sonra kaşıntı tutar. AMa bu hobiye bu kadar bağlı olmamın bazı nedenleri var bence.

    - Asla bu hobide bir şeye kolay ulaşmadım. Ailemden 1 krs para istemedim kendi hobim için. Yemedim yedirdim kalıbı buna çok uygun. :)

    - Üye olduğum yıllarda öyle güzel bir akvaryumportalı vardı ki. Bu portalı bırakamadım.

    - Ve abartısız diyorum ki, "Yaratan olmayı seviyorum." Çok uç bir tabir olabilir. Ama bir bakın akvaryumlarınıza. O bizim yarattığımız bir dünya. Biz istemedikten sonra yaşayamayacakları, yemek yiyemeyecekleri, çiftleşemeyecekleri bir hayat. Ve o hayatında yönetmeni biziz. Bu çok yüce ve güzel bir his. Bizler çok şanslı insanlarız. Bu hisleri hissedebiliyoruz.
     
  3. Ahmet Kaşlü

    Ahmet Kaşlü

    Mesajlar:
    334
    Yer:
    Bratislava/ Slovakya
    İsim:
    Ahmet Kaşlü
    Bence biraz kulturumuzle de alakali , Biz her seyi cok hizli tuketen toplumlardaniz, TV cikti en iyisi bizde olmali, Telefon cikti en iyisi olmali herseyi surekli degistirmeliyiz , ise giderken stres , ciktiktan sonra stres herseyi hizlica halletmeliyiz, trafikte hiz sinirlari takip edilmez , neden? Eve 1-2 dakika once gidebilmek icin , yerine gore canimizi tehlikeye atariz, kisacasi biz hayati hizli , aceleci yasayanlardaniz, Bu da zamanla bir sekilde istemez kulturumuzun bir parcasi oluyor, surekli yenilik degisiklik ihtiyaci duyuyoruz. ( tamamen kisisel dusuncem ) diye dusunuyorum . Fatih barlasa katiliyorum biz planlama hic bir alanda yapmiyoruz. Son 8 -9 yildir gerek egitim gerek cesitli AB projeleri simdi de is nedeniyle yurt disinda yasiyorum. Bence Fatihinde dedigi gibi en onemlisi plan..

    Soruyorum hangimizin ajanda tutma aliskanligi var ? hangimiz 2 hafta sonrasinin planini tutuyor ? Planlamadigimiz icin arastirmiyoruz, arastirmayinca kurulumlar eksik kaliyor , sonra eksiklerimizi gidermek icin yeniden kuruyoruz , ayni olay devam edip bir yerde bilgi dagarcimiz dolu seviyesine ulasinca duruyor... ( maddi ve zorunlu durumlari disarida tutarak - tamamen kisisel dusuncem)
     
    TencoMelih, veysel, YIKIKTEMO ve diğer 5 kişi bunu beğendi.
  4. burak ozu

    burak ozu

    Mesajlar:
    1.583
    Yer:
    Bursa
    İsim:
    burak özügeldi
    Cok yeniyim belki ancak bu tartismanin sadece bu hobi ile ilgili oldugunu dusunmuyorum. Hemen hemen tum yorumlarda katildigim noktalar mevcut.

    Tum bunlara ek olarak bir detayin daha oldugunu dusunuyorum.

    Ozellikle tuzlu suyun en cok heyecan verdigi nokta bana kalirsa kurulum asamasi.

    Kac litre olacak, nasil bir PS olacak, armaturum nasil olsun acaba kendim yapabilir miyim, kayalarin dizayni acaba oldu mu, soyle yapsam sanki daha iyi olurdu gibi. Bunlari hallettikten sonra duzen oturuyor ve isin keyfini surme noktasi basliyor. Elbetteki canlilar ile birlikte sadece keyif surme kalmiyor su degerleri uygun mu ? Bu canli oteki ile yasar mi vs gibi yeni heyecanlar geliyor ancak kisisel fikrim (veya bende olusacagini dusundugum hissiyat) sonrosinda ki canlilar ile olusan duygusal bag disinda hicbir olusum ( uretmeyo disarida tutuyorum ) kurulum esnasinda aldigimiz heyecani alamayacagimiz yonunde.

    Cunku yeni bir kurulumda bir oncekinde yaptigimiz hatalari yapmayacagikizi dusunuyoruz ve kendi kendimizi kaba tabir ile gaza getiriyoruz.

    Acikcasi tankin yillanmis olmasinin iyi veya kotu olarak tanimlanmasini dogru bulmuyorum. Neticede bu hobinin insana verdigi en buyuk duygulardan biri heyecan ve bence yenilik her zaman bize daha heyecanli geliyor.

    Aranizda takip eden mutlaka vardir ki desteklerijiz hic eksik olmadi sagolun. Ufak bir nano kurdum henuz 1 ay olmadi amacim uzun yillar belli bir sistem icerisinde dondurmek ancak bir gun heyecanim azalirsa mutlaka kurtlanacagimi biliyorum ve burada da kanimizdan gelen genetik bir durumun oldugunu dusunuyorum. Biz Turkler gercekten duygularimiz ile hareket etmeyi her zaman daha on planda tutuyoruz ve bence az once bahsettigim heyecan burada bizim yeni arayislara girmemize sebep oluyor.
     
    TencoMelih, ogeday_ylz, veysel ve diğer 2 kişi bunu beğendi.
  5. YIKIKTEMO

    YIKIKTEMO

    Mesajlar:
    30.098
    Yer:
    İstanbul
    İsim:
    Temel Sert
    Nefis bir konu da harika mesajlar, tek tek her kelimesine kadar sıkılmadan okudum.

    Nedenler nedenler, öyle çok ki bu nedenler ve öyle çeşit karakterler kendisine ait bir sucul yaşam peşindeki net bulgu çıkmaz gibi düşünülse de aslında çıkar.

    Akvaryum hobisi, sucul hobi ifadesini papağan gibi yazıyoruz hep, dışarıdan görenler ve bu hobi ile ilgisi olmayanlar deli diyor, sakat diyor, balık dediğin yenir diyor ve bizlerde de bazen bu hobiden başka bir şey yok mu hissi yaratıyor. Benim kendimce bu konuda düşüncelerim var, tabii uzun zamandır da dip çekim hortumundan su içtiğim için hobici profili konusunda da biraz tecrübem var.

    1. Akvaryum hobisi tek bir hobi gibi yazılabilir ama asla değildir. Hobi içinden hobiler çıkarılabilecek yegane alandır. Satın alarak keyif almak, yaparak, bozarak keyif almak, deneyerek keyif almak, üreterek keyif almak, hırs yaparak keyif almak, ego yaparak keyif almak, hastalıklarla uğraşarak, hatta onları tedavi etme yollarını arayarak keyif almak, herkeste olmayana terfi isteği ile, Mercedesi olanı Hacı Murat'la geçme arzusuyla yapılan hobi denebilir.

    2. Nereden başlamak? Dekora alabildiğin en büyük mercan fraglarını koyarak mı, büyümüş balıkları seçerek mi, yoksa özenle seçtiğin küçük fragları koyup, yavru balıklar seçerek büyütme arzusuyla başlamak mı? Önce buna karar verin, çünkü büyük peşinde olanın el ayak sokması, resetlemesi yakındır.;) Küçük olanı alıp büyütme arzusunda olanlar uzun süre aynı görüntüye tek katlanabilecek kişilerdir.

    3. Yanlış akıl hocası edinenler durmadan didinir ve yap boz yaşar. Hızlıca sonuca odaklananların sonu mutlak yap bozdur. Nedenlere odaklananlar, kumdaki poda video çekenler, kıpırdayan tentaküle şiir yazanlar daha uzun soluklu tanklar yürütürler.

    4. Elinizdekiler sizin neyiniz? İlk başlarken bakabilecek miyim korkusu duyduğunuz, sonra ne kolaymış, herkeste var diyerek kepçe ile peşine düşeceğiniz oyuncaklarınız mı, yoksa 'bu it elimde büyüdü, bu iti ölümden aldım, 5 yıldır bakıyorum' dediğiniz dostunuz mu?

    Akvaryumdaki canlıları dostu görenlerin uzun süreli el değmemiş tankları olur, içeridekiler oyuncağınızsa her oyuncaktan olduğu gibi elinizdekinden de soğur yeni oyuncaklar ararsınız.

    Özet: Akvaryuma ruh oluşturma zamanı vermeyenlerin fotoğrafları suni kokar, yavaşça ruhu ile bir sucul yaşam şekillendirenlerin akvaryum fotoğraflarından o ruf bu satırlarda o fotoğrafa bakanlara göz kırpar.
     
    Düzenleme: 17 Ocak 2015
    TencoMelih, ogeday_ylz, YMR_AY ve diğer 9 kişi bunu beğendi.
  6. muhittinibrahim

    muhittinibrahim

    Mesajlar:
    226
    Yer:
    Manisa
    İsim:
    muhittin ibrahim hardal
    Merhabalar cümleten;

    Bana bu siteyi Manisa da ki Kızıldeniz Akvaryum İlyas Bey önerdi. Ben kaza ile bu hobiye başladım. Aslında başlarken de tatlı su olsun diye başladım. Fikirlerinizi bekliyorum üstadlar sayfamdan da anlaşılacağı gibi Ps ne demektir onu bile bilmezdim. Çok değil daha yaza kadar. Kuralı sonuçta 8 ay oldu. Benim izlenimlerim ve benim asla düşmekten kaçındığım nokta bizim hobimiz görsel şov mu, yoksa bir canlıya bakma arzusu mu? Ben nacizane aldığım tüm canlıları ufak ken aldım. Onlar büyüdü ben büyüdüm. Tek tek onlarla beraber bende yaşamayı öğrendim. Bence bizim hatamız bu tankı kuruyoruz canlılar dahil tüm sistemin bir an önce oturmuş halini yani GÖZE HİTAP EDECEK halini alıyoruz. Doğal olarak göze hitap ederin bir hobimiz olduğu için insan yaşamında yani doğamızda olan doygunluk GÖZ AŞİNALIĞI oluyor. Sonra bir sürü arkadaşımın dediği gibi hadi bakalım değiştir. Bizim derdimiz benim gördüğüm bu. Bence bu yaşamsal canlıların canlarını bize emanetmiş gibi onları izlemekten ziyade onların büyüyüşleri ile mutlu olalım derim hobinin açılımı olarak. Benim üzerimde emeği geçen herkese tek karşılık olarak verebileceğim şey bir Allah razı olsun cümlesidir. Teşekkürler...

    Temel bey aynı zamanda yazmışız biraz daha beklese mişim bana tercüman olmuşsunuz zaten. Yazdıklarımı silesim geldi :)
     
  7. 8020_r31s

    8020_r31s

    Mesajlar:
    1.410
    Yer:
    İstanbul Anadolu
    İsim:
    ibrahim cengiz
    Öncelikle bizim hobimiz çok zor bir hobi.Dünyanın yarısından fazlasını kaplayan çeşitliğin tavan yaptığı bir ortamı taklit etmeye çalışıyoruz.

    Evimize ilk akvaryum 90 lı yıllarda girdi.Yeğenlerimin köfte yesinler diye suya köfte atması ile akvaryum bodruma indi.Aradan 5-6 yıl sonra geçince klasik çocuk-akvaryumcu ilişkisi ile devam etti.

    Baştan beri bu hobiye ailemi ve bütçelerini karıştırmadım.Bütçe olarak yardım istesem tonluk akvaryumlar kurabilirdim ama bu benim akvaryumum olmazdı.95 li yıllardan beri sürekli evimde bir şekilde su canlısı oldu.

    Üniversite yıllarında arkadaşlarımın akşamlara kadar okey oynamasından sıkılarak eve 60 lt akvaryum aldım.O zamanlar piyasada az olan astronot balıklarını etçil diye aldım.60 lt ye 6 adet astronot alınca hepsi beyaz benek oldu.Akvaryumcuda ilaç yoktu.Hepsiburadadan sipariş verdim 5 güne gelmedi.Balıkların hepsi öldü.2006 yılında forumlarla bu şekilde tanıştım.Daha sonra astronotlar için büyük hacimler gerektiğini öğrendim ve öğrenciyken 350 lt tank kurdum.Ciklet vs ile süreç bitkiliye kadar devam etti.

    Bu süreçte hep kendimi gözlemlemlemeye çalıştım.

    1- Kesinlikle yapaylığı sevmiyordum.Kurduğum her akvaryum doğal görünüyordu.

    2- Zamanla akvaryum yerine aslında düşünerek bişeyler yapmayı ve planlamayı sevdiğimi gördüm.

    3- Birçok malzemeyi kendim yapabileceğimin farkına varınca DIY dünyasına girdim.

    4- Yıllar sonra akvaryumla sürekli oynamamın balıklar veya düzenle değil sürekli ekipman değişikliği ve yaptığım cihazları denemekle olduğunu fark ettim.

    5- Bu süreçte ailemden veya şuan aile bütçemden ayrı tuttuğum için zamanla bana ne kadar zarar verdiğini gördüm.

    6- Bazılarına saçma gelebilir ama birçok şeyi tecrübe etmek için son 1 ayda 4 palyaço 1 orange shoulder tang 1 brown tang vb 10 a yakın balık kaybettim.Burda kaybettiklerimden çok kazandıklarıma bakıyorum.


    Bu sürecin tamamını göz önüne aldığımda benim doyumsuzluğumun tank ve canlılarla değil yaptığım veya modifiye ettiğim cihazlarla olduğunu gördüm.Bundan 10 yıl sonraki tankımı şuandan planlamaya sistemini düzenlemeye,notlarımı almaya başladım.

    Bu süreçte AP forumu bana ilham kaynağı oldu.Şuan yaptığım su ekleme sisteminin ilk bilgilerini halil koçan bey verdi.Bu 10 yıllık süreçte kuracağım tanklar hep tecrübe amaçlı olacak.10 yıl sonunda yapacağım ise inşallah çok uzun soluklu olacak
     
    Düzenleme: 17 Ocak 2015
    TencoMelih, veysel ve YIKIKTEMO bunu beğendi.
  8. Ahmet Kaşlü

    Ahmet Kaşlü

    Mesajlar:
    334
    Yer:
    Bratislava/ Slovakya
    İsim:
    Ahmet Kaşlü
    Ben sizlere bir soru yöneltmek istiyorum... Biraz kendimizi eleştirmemiz açısından.
    Kaç kişi ilk kurulumdan sonra döngüyü hızlandırmak için tankın içine canlı attı yada atmayı sakıncalı görmüyor.
    Belki de biz sadece kendimizi tatmin etmek için karşıdaki canlıların yaşam şartlarını , doğal ortamlarını gözetmeksizin yerine göre istediğimize ulaşmak için başka canlıları stres altına atıyoruz, yerine göre öldürüyoruz.

    Belkide kurulan tanklar sadece akvaryum sevgisinden ( görsellik olarak ) kaynaklanıyor , belki gerçekten hayvan sevgisinden ( Lütfen kimse kişiselleştirmesin yazılanları , ben tuzlu su akvaryumunda çok yeniyim , bunlar tamamen acaba diye sorduğum sorular , portal ailemle paylaşıyorum )

    Teşekkürler
     
  9. 8020_r31s

    8020_r31s

    Mesajlar:
    1.410
    Yer:
    İstanbul Anadolu
    İsim:
    ibrahim cengiz
    Ben ileride deniz kenarında evimin bodrumuna kurmayı düşündüğüm 10-15 tonluk akvaryumdaki belki sayısızca canlı için şuanki canlıları kullanıyorum bu bir gerçek.FAKAT ,asla canlıları tecrübe etmek için bu yola sevketmiyorum.

    Geçen hafta balıklarımın %90 ı beyaz benekten öldü.İlaç kullansam yaklaşık 10 balığım ve 700-800 tl param uçup gitmeyecekti.Ben ilaçsız olarak tedaviye yöneldim.Balıklarımı bilerek beyaz benek yapmadım ama olduklarındada durumdan tecrübe edinmeye çalıştım.İleride 10 tonluk akvaryumda bunu yaşarsam o zaman akvaryumu boşaltamam, o balığı yakalayamam ve karantinada tedavi etmem imkansız.

    Bu yüzden bu tür durumlarda ilk amacım tecrübe ile ilerideki balıklarımı düşünmek oluyor.
     
  10. YIKIKTEMO

    YIKIKTEMO

    Mesajlar:
    30.098
    Yer:
    İstanbul
    İsim:
    Temel Sert
    Ben döngü için kesinlikle canlı eklemem örnek olarak, çünkü döngü beklemem. :) Döngü denilen biyoloji kavramını ve ona düşen yükü kontol etmekten ibarettir döngü. Su bir medyadır, onu doğru hazırlamakďır önemli olan. Yani demek istediğim acele ederken dahi kavram hatası veya boş yere yarın kepce ile yakalamak vb ile düzen bozacağımız işler yapıyoruz.
     
    Düzenleme: 17 Ocak 2015
    TencoMelih, 8020_r31s ve Ahmet Kaşlü bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş