1. Hoş geldiniz, Akvaryum Portalı ailesine katılım için kendinizi hazır hissediyorsanız üye olun.
    Yardım sayfasından forum kullanım desteği alın.

Özel ırk lepistes ve varyeteleri hakkında kısabir derleme.

Başlığı 'Canlı Doğuran Portalı' kategorisinde radenko tarafından 7 Mayıs 2009 başlatılmıştır.

  1. Neverlander

    Neverlander

    Mesajlar:
    2.908
    İsim:
    Abdullah Üüzümcü
    Güzelim Cem'im... Bir tıpcı olarak bari sen bunu söyleme... Hormonlar ile bebğin cinsiyetin yönünü kaydırısın ama ters ikamete doğru değil "Berzah"a doğru... İstersen saatlerce seninle tartışırım.... Yine genetik yapısına baskın gelemezsin... Genlerin işleyişinin ahnegini bozarsın ama yok edemezsin...

    İstersen -bak Hodir Meydan- diyorum... Steroid metabolizması yolağını buraya koyup tartışalım... Üzerine de ben birkaç hücresel sinyal iletim yolağı şeması koyayım...

    Sana yakışmadı... :uyari:

    Şaka yaptığını biliyorum ama sen yazdın diye inanacak arkadaşlar var maalesef... Tamam mı Cem'im canım? sopa:
     
  2. Neverlander

    Neverlander

    Mesajlar:
    2.908
    İsim:
    Abdullah Üüzümcü
    Tabii bu arada Konjenital Adrenal Hiperplazi'li ve bunun için moleküler tanı konmuş çocuğu olan bir kadına bir sonraki gebeliğinde karnındaki çocuğun cinsiyeti henüz belirsizken neden deksametazon verilir, taa ki 9-11. haftada yaılan CVS'in ardından anne karnındaki çocuğa 12-13. haftada cinsiyet yönünden sitogenetik tanı konana kadar... Yani bir erkek çocuğa deksametazonu 12-13. haftaya kadar fetal evrede veriyorsun ancak ne hikmetse çocuk kız olarak doğmuyor hatta cinsiyetinde bir sapma bile meydana gelmiyor... Buna mukabil aynı ilaç CAH'lı olacak bir kız çocuğunda virilizasyonun önüne geçebiliyor... Yani testosteronu baskılayabiliyor...

    [​IMG]

    Yolağın da resmini koyayım buradan devam edelim... Tartışmaya değecek bir konu olduğunu düşünüyorum... Heterogametik cinsiyet belirlemesi konusunda konuyu izleyen arkadaşlar bilgilensin... Ne dersin?
     
    A.P Bot Yazı düzenlemesini kaydetti.: 13 Mayıs 2016
  3. radenko

    radenko

    Mesajlar:
    314
    Konuları karıştırmadan birer birer tartışalım.
    Konu 1 diyelim.
    Beni anlamakla hitam ediyorsunuz ve acıklamanızda sizin benim ne demek isteğimi anlamadığınız anlaşılıyor. Bu yalnış anlamadan kaynaklanan açıklama yukarıda.
    Her kesin anlıca şekilde örenekle gidelim. Yukarıda yazıda aslında şunu diyor. Elimde albino mutasyon balık yavruladığıda ben bunların içinde varsa ırk özelliğini taşımayan balıkları ayırırım. Ayırmamda bir sakınca var mı?
    Sizin açıklamanızda çıkan albinoları ayırırm diyorsunuz o zaman bütün yavruları ayırmak gerekmez mi?

    Konu 2

    Sorunuzun cevabı.
    Sizin bana cevabınız.
    Diyorsunuz ki''Söylediğim aynı ırk balıkalrın arasında birkaç nesil sonra ırkın şeklini şemalini değiştirecek genleri heterozigot olarak taşıyan bireyler olabileceğidir .'' Bende diyorum ki, Sularının karışmaması gerekırkı çıkan birey ayırın ve daha çok problem yaşamayın.Bu bireyleri gen havuzuna katmayın. Şimdi ırk zaten bozulmuştur diceksiniz ama yapılcak bir sey yok elimizde ki balık bu nekadar saflaştırabilirsek o kadar iyi.

    Diyorsunuz ki ''Ama kusura bakmayın da aynı ırka ait bireylerin içinde olduğu iki farklı torba birleştirildiğinde veya bunlar taa başından aynı torbaya konduğunda ırk nasıl değişecek ben onu anlayamadım...'' Diyorum ki Burda farklı torbalarda yollanmada ki amaç aslında birazda üreticinin kendini gvenceye alması ve birden cok ırk gönderiyorsa ırkların karışmaması bu özel ırklar daha çok yaygın olmadığından en garanti yol. Burda ki kasıt yazımda olan farklı ırkların sularının karışmaması gerektiğine bir işaret.

    konu 3
    Evet çok doğru peki bunu en güzel nasıl anlarız dört akvaryumun cevabı. Yani aoldığımız balığın saf olduğunu önceden anlayamıcamız için Dört akvaryumda yapılacak çalışma ile daha rahat anlaşılır. Kontrolu dıcem ama gözlemek daha kolay olur. Dört akvaryumun kullanmanın avantajı.

    konu 4

    Bunu burada bende dahil kimsenin yapacağını sanmıyorum sizin bilgilendirmeniz olmuş. Yani hobici tanlarında zor diyorsunuz dört akvaryum gerekebilir.

    Konu 5
    Burada ben süre belirtmedim süre maksimum dört aydır. Yani bu sürenin sonunda da balığın ne olduğunu anlamaya yeter zaten işimize yaramıyorsa çaresine bakılır akvaryumda tutulmasının bir manası yoktur. İyi balıklar çiftleşmeye damızlık dişilerin yanına alınır. Yani dört akvaryum.

    Son olarakta söyleyeceğim kısa bir derleme demiştim konu başlığında bunlara dikkat edilirse iyi olur ve balıklarınız saflığını ve diğer olaylara bir bakış açısı olmasıydı. Ama konu sonunda toparlanırsa Türkiyenin en geniş çaplı makalesi çıkacağına inanıyorum.
    Saygılarımla...
     
  4. RuPTuR

    RuPTuR

    Mesajlar:
    1.483
    İsim:
    Cem
    İngilizce makale okumak isteyenler yukarıya göz atabilir.
    XY genotipindeki bir hastada komplet androjen reseptör kusuru varsa,bu hasta anne karnından dişi görünümlü çıkacaktır.Ancak östrojen üretimi yetersiz kalacağı için dişi seks organları atrofik kalacaktır.
    Tedavisi karın içindeki testislerin çıkarılıp atrofik kalan dişi üreme organlarının genişletilerek kullanılabilir hale getirilmesi ve hormon replasman tedavisidir.Bu bireyler kısırdır.İnsanlarda durum böyle.
    Şimdi şunu düşünelim:
    Daha blastosit evresindeyken bir şekilde bu hastaları belirleyip ostrojen replasman tedavisi yapabilseydik,dişi genital organları çalışan erkek genotipinde birey olmasını sağlayamaz mıydık?Biliyorum bu,şu anki teknoloji ile yapılabilecek birşey değil ayrıca etik sorunlar da doğurur.Ancak balıklarda bunu doğa su şartlarına göre yapıyor olamaz mı acaba?

    Bildiklerim,bilmediklerim yanında evrendeki yerim kadardır.
    Saygılar.
     
    A.P Bot Yazı düzenlemesini kaydetti.: 13 Mayıs 2016
  5. RuPTuR

    RuPTuR

    Mesajlar:
    1.483
    İsim:
    Cem
    pH Değerlerinin Yavru Cinsiyet Oranlarına Olan Etkisi

    Bu her zaman tartışmalı bir konu oldu. Genel olarak su değerlerinin Malawi gölü cichlidlerinde yavruların cinsiyetine etki etmediği kabul edilirdi(bazı spesifik türler dışında). Son zamanlarda THF’de Mr. Boruchowitz’e (Afrika cichlidlerinin bakımı ve üretilmesi konusunda uzman birisi) ait bir yayın okudum. Ona göre çok spesifik farklılıklar dışında akvaryumdaki su parametreleri sabitken su sıcaklığı yavruların cinsiyet oranlarına etki etmiyor.

    Ben hobi için yavrular büyütmekteydim. Şanslıyım ki bir çok türden yavrularım oldu. Deneyimsiz olduğum zamanlarda su değerlerini ölçerdim fakat çok fazla önem vermezdim. Sadece suda balıklarıma zarar verecek bir değişiklik var mı diye bakardım. Balıklarım oldukça mutluydular ve düzenli olarak yavru vermekteydiler. Ben de onları büyütüyordum. Su parametreleri pH=7.6, GH=8 ve KH=10 idi. Su sıcaklığı ise yazın çoğu zaman 30 derecenin üzerine çıkıp değişiklik gösteriyordu. Hapslarım ve mbunalarım damızlık altı olup renklenmeye başladıklarında çok şaşırmıştım. Oldukça az erkek balığım vardı. Bunu balıklarımın nispeten genç olmalarına bağladım ve birkaç ay daha su parametreleri bu şekilde devam etti. Taş çatlasın balıklarımın %15’i erkekti. Renksiz balıklarımın baskın olmayan erkekler olmadıklarını da anladım. Her defasında değişen bir şey olmadı. Balıklarımda sadece %15’i erkek, ağırlıklı olarak geri kalan %85’i falan da dişi oluyordu. Bu bende 2 probleme neden oldu. İlki balık satışıyla ilgiliydi. Mbunalarda sıkıntı yaşamazken ; Sciaenochromis fryeri(ahli) ve Cynotilapia mbamba gibi türlerde ciddi sıkıntılar yaşadım. İkinci problemse tekrar damızlık olarak seçeceğim balık için yeterli sayıya sahip olamamamdı.

    O zamanlarda Discus (Symphysodon discus) ile ilgili bir makale okumuştum. Discusların alkalin kireçli suda niçin yavru vermediklerini konu alıyordu. Sebep de tuzların spermlerin kendileri için çok sertleşmiş olan yumurtalara penatre olmalarına engel olmasıydı. Bu su değerlerinin fertilizasyona(döllenmeye) etki ettiğinin bir kanıtıydı. İnsanlardan da biliyordum ki ‘’Y’’ kromozomu(erkekcinsyeti belirler) taşıyan spermler daha kısa ömürlüdür ancak daha hızlı hareket edip yumurtaya ilk ulaşabilirler. Bu iki bilgiyi birleştirdiğimde bir karara vardım. Su değerleri ;ki bunları değiştirebilirim ; dişi kimliği taşıyan spermlerin erkek kimliği taşıyan spermlere göre daha kolay döllenebilmelerini sağlamaktadır. Şundan emindim ki su sıcaklığı bunda etkili olmamalıydı. Hazırlayacağım bir tuz karışımıyla su değerlerini değiştirmeye karar verdim. A-) ph 8+ olmalı. (kabul edilen ideal değer 8,3-8,4) B-) bu karışımın muhteşem bir tamponlayıcı özelliği olmalı (ki canlılığa zarar vermesin) C-) Tanka ekleyeceğim elementlerin derişimi balıkların doğal habitatlarındaki kimyalarına uygun olmalı!!! Bildirilenlere göre Malawi göl suyu oldukça yüksek bir oranda silikat içeriyor. Bu konuda (belki bir faydası olursa) sadece bol miktarda kum (silicon dioxide) ekleyebildim. Ayrıca suya magnezyum ,kalsiyum ,potasyum (sodyum konsantrayonunu öncekine göre daha aşağıda tutarak) ,klor(tabiki klorür iyonlarıyla) ,iyot (çok az miktarda) ,sülfat ve tabiki hatırı sayılır miktarda karbonat ekledim. Devamlı olacak şekilde pH:8,3-8,4 (haftalık düzenli %25 su değişimiyle), kh:12 , gh:15 değerlerini elde ettim.


    Bir süre sonra bütün balıklar yavrulamaya başladı. Bütün balıklar diyorum. Düzenli karşılaştırmalı ölçümler yapmak için daha evvelden eş tutmuş ve yavrularını aldığım eşleri seçtim. En büyük sıkıntılarımdan birisi Sciaenochromis fryeri (ahli) erkekleri tatlı suların en çarpıcı mavi renklerine sahipken dişilerinin renksiz olmasıydı. Yavrular anneden ayrıldıktan 6 ay sonra biliyordum haklıydım. İlk başlarda 24 balıktan 6 tanesi hafif renklenmişti fakat sonuçta bunlardan 15’i erkek çıkmıştı. Daha evvelki oranın %4 olduğunu düşününce bu yeni oran muhteşemdi. Aynı çift bir süre sonra tekrar üredi. Üstelik de 2. üremeleri yaz dönemine gelmişti(böylece ısının yavruların cinsiyetine etkisi olmadığını bir kez daha gördüm). 2. üremede de erkek oranı %57 idi. Sıcaklık sadece balıkların kuluçkada kaldığı süreyi kısaltmıştı. Aynı artışı Melanochromis chipokae(afra) ve labidocromis caeruleusta (sarı prenses) da yaşadım. Cyrtocora moori(yunus) için aynı şeyi söyleyemiyorum çünkü daha evvelden de yunus yavruları %80’in üzerinde erkeğe eğilimli idi. Erkek yavru oranında ne denli bir artış olduğunu saptamadım. İtalyan arkadaşın Francesco bana 3 adet F3 Haplochromis (Pundamilia) nyererei (çevirenin notu: bu balık Victoria gölünden bir türdür) gönderdi. Onları da yeni su değerlerimin olduğu bir tanka attım. Onlar da bir süre sonra ürediler. Toplam yavruların %15’inden daha azının dişi olduğunu gördüğümde mutluluğumu hayal edebilirsiniz. Bu güzel kırmızı balıkları tankımda yüzerlerken görmek beni gerçekten gururlu bir akvarist yapmıştı. Tabi ki daha sonra doğa bana dersimi verdi. Bu kadar erkek kalabalığa dayanamadı ve birbirlerini öldürmeye başladılar. Mecburen bu erkekleri azar azar ayrı tanklara dağıtmak gerek. Ve şu soru doğdu; cinsiyet oranlarını değiştirmek normal birşey miydi yada etik miydi?

    Öncelikle aslında bunun bir felaket nedeni olup olmadığını bilemem. Eğer öyleyse cinsiyet oranlarını nasıl %50 yaparız diye araştırmalıyız. Belki de ekosistemde olgunlaşmayı sağlamak amacıyla doğa bunu bir tek cinse daha fazla izin vererek gerçekleştiriyor olabilir. İkinci olarak bilmiyorum bunu sadece Ph mı yapıyor yada kullandığım özel tuzlarla beraberken mi bu sonuç ortaya çıkıyor. Üçüncüsü ve en önemlisi yarattığım bu iyon konsantrasyonu hemen hemen doğal habitatlarındakinin aynısıydı. Bundan dolayı tanrıyla oyun oynadığımı hissetmiyorum. Belki de sadece Victoria gölü balıklarının daha az erkek oranına ihtiyaçları mı vardır sorusu sorulabilir.

    Balık bakımı oldukça pahalı bir hobi. Özellikle de bunu tehlikeye atmadan doğru yollarla yapmaya çalışırsanız… Balık yetiştirmekten kazanılacak para tekrar hobinize geri dönüşüm yapacaksa bu bence ticaret değildir. Hapslarda bu bir kuraldır erkekler satılır dişiler tekrar üretim için kullanılır. Sonuçta bu teknik bilinçli ve ciddi hobisyenlerin ve balıkların yaşamını daha iyi yapacaksa umarım bu makale bu açıdan faydalı olur.

    Yazan: George J. Reclos
    Çeviren: Meriç Kumbul
     
    A.P Bot Yazı düzenlemesini kaydetti.: 13 Mayıs 2016
  6. radenko

    radenko

    Mesajlar:
    314
    Arşivlik yazı sizi tebrik ediyorum. Deneylerle olan bilgi bana her zaman daha inandırıcı gelmiştir. Tekrar tebrik ediyorum sizi Cem bey. :helalolsun:
     
  7. Neverlander

    Neverlander

    Mesajlar:
    2.908
    İsim:
    Abdullah Üüzümcü
    Cem verdiğin makale bilimsel bir makale olmayıp hakemli dergide yayınlanmış değildir... Materyal metodu bile yoktur... Birincisi bu...

    İkincisi şu ki bu çalışmanın geçerli olması için en az bir kez daha başka bir grup tarafından yapılıp yayınlanmış olması gerekir... Yoksa sadece ilgili arkadaşın gözlemlerini anlatan bir "Case Report" olur... Bazı kısımları ise Hipotez bildirimine girer ki eksik ve ilişkisiz bilgi söz konusu...

    Üçüncüsünü sana soru olarak sorayım: Cichlidlerde cinsiyetler heterogametik midir? Vereceğin cevaba göre buradan devam edeceğiz...
     
    A.P Bot Yazı düzenlemesini kaydetti.: 13 Mayıs 2016
  8. YIKIKTEMO

    YIKIKTEMO

    Mesajlar:
    30.098
    Yer:
    İstanbul
    İsim:
    Temel Sert
    Bu çok güzel ve konuya derinlemesine girilen mesajlarınız için öncelikle teşekkür ederim. İlgiyle takip ettiğimizi bilmenizi isterim. Raif Beyin buradan konuyla alakalı en geniş makalenin çıkcağını belirttiğini okudum. Raif Bey, öncelikle bu doğru tespitinizden dolayı kutlarken, sizinde önemli katkınızla gerçekleştiğini görüyoruz.

    Bu gibi başlıklar platform içerisinde aslında oldukça fazla. İnanın sabitlememek için insan kendini zor tutuyor. Sayıları oldukça fazla olunca sabit başlık sayısıda fazla artıyor. Bu gibi tecrübelerin, bilimsel katkı sağlayan mesajların ve çevirilerin olduğu emek dolu mesajların bir araya toplanarak en iyi ve geniş makalelere sahip olmak konusunda size katılıyorum. Diğer aynı konumdaki birçok başlığımızla birlikte Bunu gerçekleştirebiliriz.

    Saygılar...
     
  9. RuPTuR

    RuPTuR

    Mesajlar:
    1.483
    İsim:
    Cem
    Hangi tip eşey kromozomuna sahip oldukları farkeder mi?
    Sperm yumurtaya bir şekilde giremiyor diyorum.Doğduktan sonra ölüyor veya cinsiyet değiştiriyor demiyorum.
     
  10. Neverlander

    Neverlander

    Mesajlar:
    2.908
    İsim:
    Abdullah Üüzümcü
    Dalga mı geçiyorsun Cem... Peki hangi spermler ölüyor? Erkek yapacak olanlar mı dişi yapacak olanlar mı? Neye göre saptamış da erkek ya da dişi yapacak olanı da yumurtaya giremiyor diyor?
     
  11. radenko

    radenko

    Mesajlar:
    314
    Merhabalar,
    Konuyu biraz daha açalım akvaryumcudan almış olduğunuz balık diyelimki bir trio aldınız. Önceden akvaryumuz hazır olması ve biyolojik dengenin oturmuş bir akvaryum kullanmanız faydası büyük olur. Dikkat edilmesi gereken bir konu ve en önemlisi bu akvaryumda daha önceden lepistes olmaması herhangi bir risk almamak adına mutlaka eğer lepistes o suda yaşamışşsa suyunu değiştirin.Balıkları poşetlerini açmadan önce bir kovaya boşaltmak iyi olur. Daha sonra bir hortum yardımı ile akvaryumuzdan yavaş yavaş su ilevasine başlamak gerekir. Burada hava hortumu kullanmak en akıllıca çözüm. Balığınız akvaryumcuda poşetlettirirken suyunu biraz fazla almaya özen gösterin. Kova içinde akvaryumuzdan su ekledikten sonra içine bir hava taşı atın ve bu şekilde yarım saat bekletin. Balıklar su değerlerine alıştıktan sonra kepçe yardı ile akvaryumuza ekleyin. O gün hiç yem vermemek öneriliyor. Ondan sonra erkekler genellikle dişiye ilgisiz olurlar bunu ortadan kaldırmak için canlı yem takviyesi ile erkeğe kondüsyon kazandırmanız gerekir. Genellikle ithal gelen balıklarda erkekler bu görülmektedir. Kerın çekilmesi ve kuyruk erimesinden çoğu zaman balıkl kayıpları yaşanır bu nedenle bir an önce yavru alıp başka bir akvaryumda yetiştirmeniz gerekir. Şanslıysanız bu trio yaşatabilirsiniz ama genelde zor ve dikkat edilmesi gereken bir konudur. İlk yavrularınız altın değerindedir ve kurtarılması gerekir. Bu ırkların ve varyeteleri vahşi tavırlar gösteriyo desem yalnış olmayacak ana tankta doğan yavrunun orman gibi bitkide olsa kurtulma şansı yok. Bu nedenle yavrular hemen ayrılmalı önerilmesede ilk yavrular yavrulukla kurtarılmalıdır. Yoksa ana tankta doğumdan en fazla 6 yavru kurtardım. Bunlarıda ana tankta bırakırsanız çok şanslı iseniz bir yavru belki iki yavru gelişip büyüyebilir.
    Saygılarımla...
     
  12. Kadr1maN

    Kadr1maN

    Mesajlar:
    112
    Uzun zamandır aradığım bilgilerdi. Kendi adıma çok faydalanıyorum.

    Öncelikle sormak istediğim sıcaklık konusu. Bu özel türler için önerilen-verim alınan sıcaklık nedir?
    İkinci olarak filtrasyon. Özellikle lepistes için filtrasyonumuzda nasıl modifkasyonlar yapmamız gerekir-yapılabilir mi? Örneğin: Raif abi nasıl bir filtrasyon kullanıyorsun?
     
  13. radenko

    radenko

    Mesajlar:
    314
    Kadir bey,
    önerilen su sıcaklığı 26 derce benim akvaryumlar 26 sabit. Fitrasyon konusunda dikkat etmek gerken en buyuk unsurlardan biri fılterin cok akıntı yapmaması ben atman at 881 kullanıyorum. İçinde seramik, biyolojik sünger ve elyaf var. Kullandığın filtre göre 2-8 hafta bir temizlenmesi gerekir. Temizlerden çeşme suyu kulanmamaya dikat edilmelidir.
    Ama bu konuda çok değerli paylaşımları olan Barış Er bey'e sormak lazım bu güne kadar hiç fikir belirtmedi. :( Barış Bey beni tanımadınız mı? Gen-ar da hoca olduğunuzu okudum yazıda yazdım ama sizden bir şey gelmedi. Benim gibi bir özel ırkçıyı kaçırıyosun bak . :D Tesçilli full red vermem bak. Hiç bir forumda bu güne kadar göremedim sizi. Ara mı verdiniz?

    ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Murat Bey,
    Sizide bekliyoruz. Bakın çok güzel bir konu neden bilgi ve tecrübelerimizi burda ortaya koymayalım? Bu balıkları tüm Türkiyeye tanıtmak için çok faydalı bir ortam oluştu. Yazılarınızı bekliyoruz...
     
  14. radenko

    radenko

    Mesajlar:
    314
    SICAKLIĞIN BALIKLARDA CİNSİYET BELİRLENMESİNE ETKİSİ

    Lepistes balığı yavrularına uygulanan farklı su sıcaklıklarının cinsiyet oranını değiştirdiği gözlenmiştir. Artan su sıcaklığı erkek oluşumu yönünde, azalan su sıcaklığı dişi oluşumu yönünde cinsiyet oranını etkilemiştir. Yavrulara düşük su sıcaklığı uygulamalarında 19°C de %88.14±4.86, 21°C de %65.91±2.67 ve 22.5°C de %60.56±3.77 oranında dişi birey üretilirken, yüksek su sıcaklıklarında ise 29°C de %34.94±2.17, 33°C de %4.25±2.67 ve 35°C de %0 oranında dişi birey üretilmiştir. Kontrol
    grubunda dişi oluşum oranı %49.62’dir (Şekil 1;Ak, 2003).Lepistes yavrularına farklı sıcaklık
    uygulamaları sonucu oluşan cinsiyet oranlarının kontrol grubuna göre önemlilik derecesi yönünden incelenmesi Tablo 5.2.1.1.’de verilmiştir. 19°C de A1 tekerrürü önemli (p<0.01), A2 tekerrürü az önemli (p<0.05) ve A3 tekerrürü önemsiz (p>0.05) çıkmıştır. 21°C de B1 tekerrürü önemli (p<0.05), B2 ve B3
    tekerrürleri önemsiz (p>0.05) çıkmıştır. 22,5°C ve 29°C sıcaklık gruplarında tekerrürler arası fark önemsiz çıkmıştır (p>0.05). 33°C de E1 ve E3 tekerrürleri önemli derecede (p<0.01) farklı
    çıkarken, E2 tekerrürü farksız (p>0.05) çıkmıştır. 35°C de F1 tekerrürü önemli (p<0.05), F2 tekerrürü önemli (p<0.05) bulunmuştur. F3 tekerrürünün ise birey sayısı çok az (3) olduğundan herhangi bir istatiksel işlem yapılamamıştır. Yavrulara sıcaklık uygulanmasında artan su sıcaklığı ile erkek oluşumu yönünde, azalan su sıcaklığı ile beraber dişi oluşumu yönünde bir eğilim
    meydana gelmiştir (Ak, 2003).

    Şekil 1. Yavru lepisteslere (P. reticulata) farklı sıcaklık uygulamalarının ortalama dişi (%) ve erkek (%) oluşum oranına etkisi (26±1°C kontrol grubudur)
     
    A.P Bot Yazı düzenlemesini kaydetti.: 13 Mayıs 2016
  15. Kadr1maN

    Kadr1maN

    Mesajlar:
    112
    Abdullah abi kafam karıştı. Lepisteslerde ki cinsiyet oranına ph mı yoksa sıcaklık mı etkili, yada başka su değerleri mi?
     
  16. volkantr34

    volkantr34

    Mesajlar:
    3.301
    Yer:
    İstanbul
    İsim:
    Volkan
    Bende bu sıcaklık olaylarının cinsiyete etki ettiğini çok eskiden beri duymuşumdur ama deneyecek yer ve zamanım olmamıştı.. Peki böyle bir durumda çiftleşme esnasında ki su sıcaklıkları mı bu şekilde olmalı yoksa çiftleşme olduktan sonra ki su sıcaklıkları bu şekilde olmalı ?
     
  17. radenko

    radenko

    Mesajlar:
    314
    Bu konuda bir şey sölemek zor deneyip görmek lazım ama ikiside aynı sıcaklıkta olması gerekir diye düşünüyorum. Doğada bir aylık bir zamanda 10 derece su sıcaklığını değişeceğini zannetmiyor. Bu nedenle ikisi gibi gözüküyor.
     
  18. Neverlander

    Neverlander

    Mesajlar:
    2.908
    İsim:
    Abdullah Üüzümcü
    2003 yılından bir yurtiçi yayını koyuyorsunuz... Oysaki ben çok daha önce -yukarıda alıntıladığım kendime ait mesajda- 2005 yılına ait uluslararası hakemli bir dergiden yayın veriyorum...

    Gözünüzden kaçıverdi heralde... Ya da sizin İNANDIĞINIZ ile uyuşmadığı için göz ardı ediverdiniz...

    Tekrar söylüyorum... 2005 yılında çıkan çalışmadan elde edilen sonuçlara göre sıcaklık yavruların cinsiyetini değiştirmemiştir... Sacede yüksek sıcaklıklarda erkek, düşük sıcaklıklarda dişi lepistes yavruları hayatta kalmıştır... O makalenin yazarları bu durumu X kromozomu üzerinde sıcaklığa dayanıklılık ya da hassasiyeti sağlayan majör bir genin varlığına bağlamıştır...

    Sizlerin ve size bu sıcaklığın lepisteslerin cinsiyetini değiştirdiğini telkin edenlerin düştüğü hata -maalesef- şüpheci olmamak ve söylenene iman etmektir...

    Size düştüğünüz hatayı çarpıcı bir örnek ile açıklayayım... "Gün"ün (24 saatlik gece ve gündüzün olduğu zaman birimi olarak) ne olduğunu açıklarken Güneş'in mi Dünya'nın etrafında döndüğü yoksa Dünya'nın mı Güneş'in etrafında döndüğünün bir önemi yoktur... Çünkü Güneş de Dünya'nın etrafında dönse, Dünya da Güneş'in etrafında dönse geçen süre birbirine eşit olacaktır... Ancak "hakikat" Dünya'nın Güneş'in etrafında döndüğüdür...

    Bu örneğe göre söyleyecek olursak yüksek sıcaklıkta erkek lepistes sayısının fazla olduğu "gerçek"tir... Ancak bunun nedeni DİŞİ LEPİSTESLERİN ERKEĞE DÖNMESİ DEĞİL, ÖLMESİDİR... İşte bu "HAKİKAT"tir...

    Canlı doğuranlardan sadece kılıçkuyrukların düşük pH karşısında dişi bireylerinin erkeğe döndüğü bilinmektedir ki bu da yumurtadan dişi olarak çıktıktan sonra olmaktadır... Yani hiçbir çevresel faktör canlı doğuranlar gibi hetergametik cinsiyet belirlenmesi özelliğine sahip hiçbir canlıda cinsiyeti olması gereken cinsiyetin karşısındaki cinsiyete dönmesine neden olmaz...

    "Bilimsel bilgi"yi seviyorum demek olmaz, işinize yaramasa da inandıklarınıza ters düşse de tekrarlanabilir şekilde ortaya konduğunda kabul etmek gerek...
     
  19. RuPTuR

    RuPTuR

    Mesajlar:
    1.483
    İsim:
    Cem
    Abdullah Abi ben diyorum ki;X ve Y genine has bir duyarlılık söz konusu.Erkek spermi suya bıraktığında suyun sıcaklığına göre veya ph'ına göre dişiler yada erkekler ölebilir.Mesela döllenme 15 derecede yapılacak,erkekten çıkan spermlerden dişi olanlar 15 derece suya dayanamayabilir ve yarı yolda ölür.Erkeklerden ölen daha az sayıda olur ve gidip yumurtaları döllerler.Anne karnında da döllenmiş erkek yumurtaları oluşur.Bunu kesin olarak söylemiyorum,araştırmak gerekiyor.
     
  20. Neverlander

    Neverlander

    Mesajlar:
    2.908
    İsim:
    Abdullah Üüzümcü
    Cem,

    Fiziksel, morfolojik, kimyasal ve gen işleyiş düzeyinde X kromozomu taşıyan bir sperm ile Y kromozomu taşıyan bir sperm arasında herhangi bir farklılık bugüne kadar bilim dünyası tarafından heterogametik eşey belirlenmesi görülen herhangi bir canlı grubunda gözlemlenmedi...

    İnan buna dair en ufak bir ipucu olsa bilim dünyası ayağa kalkardı... Ayrıca bahsettiğin duruma sahip olan tür yeryüzündeki bir kere veya onbin kere bile çıkmış olsa ilk jenerasyonda soyu tükenmiştir... Böyle basitçe bir yolla elenmemek adına genetik materyal kendisini ve türün devamlılığını sağlayacak eşey kormozomlarını korumayı bilir... Bundan kimse şüphe etmesin...
     

Sayfayı Paylaş