Forum Efsaneleri

Herkese merhaba,

Çok uzun bir süredir bu hobi ile ilgilenmeme rağmen ilgili forumlara ileti bırakmaya başlamam, forumları takip etmem çok eskiye dayanmaz.

Son bir yıldır -ne yazıkki- bolca boş vakte sahip olduğumdan çeşitli forumlardaki mesajları okuyorum ve okudukça görüyorum ki, yıllar içinde sahip olduğum tecrübelerime, kendi kişisel gözlemlerime son derece ters olan, ancak hemen herkes tarafından kabul görmüş, herkese yine forumlar vasıtasıyla önerilen birçok bilgi mevcut. Bu konuyu sırayla her hafta bir "forum efsanesini" gündeme getirmek için açtım. Bu efsanelerin birçoğu bu konuyu okuyanların büyük kısmı tarafından da şiddetle savunulmuş olabilir. :hayir:

Ancak görüyorum ki; hani bir laf vardır ya, bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış, benim gördüğüm bir deli atmış taşı, kırk akıllı taş nasıl çıkar diye düşüneceklerine, demek ki kuyuya taş atılırmış diyip onlar da taş atmaya devam ediyorlar. c:

Elbette yorumlarınızı esirgemezseniz sevinirim. Ancak yorum yapacak olanlardan ricam, internetten, özellikle de paylaşım ortamlarından öğrendiklerini bir kenara bırakıp, kendi deneyim ve düşüncüleri doğrultusunda yorum yapmaları. :uyari: Çünkü ben bu bilgileri kafamdan tamamen silerek yazacağım bu efsaneleri.

Ancak bir hususu özellikle belirtmek isterim ki; burada yazacaklarımın hiçbir bilimsel dayanağı yoktur, sadece kendi gözlemlerim ve düşüncelerimdir, zaten ben de bir bilim adamı değilim. Burası da bilimsel bir paylaşım ortamı değil.

Yazacaklarımın, bazen hobinin eğlence kısmına hitap etmesini, :heyo: bazen yıllardır doğru bilip de buraya yazmama rağmen bu bilginin yanlış olduğuna ikna olmamı, bazen de doğru bilinen yanlışların düzeltilmesini sağlaması en büyük amacım. :hink:

Kim bilir ? Belki de bu başlıkla bir beyin fırtınası çıkartabilir, hobiye de paylaşım ortamlarına da daha farklı bir gözle bakmaya başlayabiliriz.

İlk efsane çok yakında... :heyo:

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Bekliyoruuuzzz :basardim:

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Yaşar hoca güzel bir konu açmış...
Konuya ilk kişisel gözlemimi yazmak istiyorum iznine Yaşar Hoca...

Beyaz benek olan, dış parazit olan balığa tuz dökün : Akvaryum canlıları tatlı suda yetişen canlılardır. Bunun neticesinde tuza karşı duyarlılığı vardır. Tuz, kimyasal olarak Sodyum Klorür'den oluşur. Sodyum Klorür hepimizin bildiği üzere asitik bir birleşiktir ve bu nedenle balığın mukoza tabakasını zayıflatır. Aslında parazite çare olmuyor, sadece deri tabakasını zayıflattığı için otomatikman hastalıkta deriyle beraber balıktan kopuyor.

Durumu kavramanız için şu örneği vermem yeterli : Yazın güneşlenip kara marsık olduğumuzda, derilerimiz soyulmaya başladığında denize girince derimiz daha çabuk parçalanmaya uğrar. Bunun nedeni ise, deniz suyunun biz insanlarda dahi deri parçalanmasına yol açmasıdır. Yani soyulan deri ağrısız acısız daha hızlı kopmaya uğrar...

Ayrıca, vücudumuzda taze yarayla denize girdiğimizde yara daha çabuk kapanmaya başlar. Bu da tuzun deriyi parçalaması ve bunun neticesinde vücudumuzun ani parçalanmaya uğraması sonucu yaralı olan bölgeye daha fazla nufus ederek iyileştirmeye çalışmasıdır (Tıpta bunun bir adı vardı da, şu an uykusuzluktan kafam milyon hatırlayamıyorum)...

Açıklamam bu tuz meselesi tabu haline geldiği için ilk başta size saçma gelebilir lakin bilimsel olarak düşünürseniz saçma olmadığını görüceksiniz

Ha ben ömrümde ya 1 ya 2 kez tuz dökmüşümdür suya. Dökeceğime de bin pişman olmuşumdur...
Yemek mi yapıyoz arkadaş, tatlı suya tuz döküyoruz. Oldu olacak salça da koyalım, balık buğulama yapalım

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Elbette balığa tuz dökmek yanlış, akvaryumlarda tuz kullanımının abartıldığı da doğrudur. Her kurulumda tuzla yıkamak ovalamak, tanka belli periyotlarda tuz eklemek yanlıştır.

Ancak tuzun antiseptik özelliği ve bakterileri öldürdüğü bir gerçektir, sadece akvaryumlarda değil hayatın bir çok alanında bu özelliğiyle kullanılır. Tuzlusu banyosu, mantar ve dış parazit türevi hastalıklar için gerçekten her derde deva bir tedavi yöntemidir. Balık üzerindeki parazit ve bakterilein tuzlusu banyosuyla, ani ortam farklılaşması ile de döküldüğü bir gerçektir. Tuzlusu balıklarına da bu amaçla bazen tatlısu banyosu yaptırıldığını duymuştum.

Akvaryumlarda tuz kullanımının abartıldığı bir efsane olarak kabul edilebilir, ancak yararlarını da gözardı etmemek gerekir.

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Bir başka efsanede metinel mavisi olarak tabir edilen contra ichty dir. Su eklemesi mi yaptın ekle,yeni tank mı kuruyorsun ekle,balık hasta mı ekle v.s. bu ilaç bir beyaz benek ilaçıdır yalnızca. Saygılarımla.

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Benim ki pek efsane sayılmaz, bilmem daha önce denedinizmi yada birilerinden duydunuzmu. Forumlara takılmadan önce ki hobi hayatımda akvaryumda su değişimi yaptıktan sonra bir miktar bildiğimiz mavi mürekkeb akvaryuma dökerdim ilaç niyetine. Bir yerden duymuştuk ama ne başı belliydi nede sonu. Ama 24 saat sonra suyun renginde bariz bir berraklaşma görüyordum.

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Katkı için teşekkürler. Beyaz benek tedavisi dışında hiçbir işe yaramayan bu ilaç, ne yazık ki hem forumlarda hem de esnaf arkadaşlar tarafından genel dezenfektan ve su hazırlayıcı olarak öneriliyor.

Ancak benim yazacağım efsanelerde bu kadar çabuk hemfikir olamayacağız.

 

Gerçekten hassas canlılar olan kiraz karidesleri edinip de üretmeyi beceremeyenler tarafından yapılan bu yorumlar, genel olarak forum dünyasında kabul görmüş ve başlıktan başlığa aktarılır olmuştur.

Hatta canlıbitki.com bile bu efsaneye uyup karınca boyunda olan kiraz karideslerini sadece dişi olarak sattığını, erkekleri satmadığını söylemektedir. Erkek sandığı açık renkdekiler ise, sadece eski genlerden gelen doğadaki vahşi karides formudur. Seçici üretimle doğadaki açık pembe renginden kırmızıya dönüştürülerek satışa sunulan kiraz karideslerde cinsiyet ayrımı hiç de kolay değildir.

Sanıyorum Türkiye'ye gelen ilk partilerden birinden edindiğim 10 adet kiraz karides uzun süre çoğalmamışlardı, hepsi de kan kırmızı olduğundan, alıntıdaki bilgilere de çeşitli platformlarda kolayca ulaşabildiğimden ümidi kesmiştim. Ancak bir süre sonra sadece dişilerden oluştuğunu sandığım kolonimde yavrular belirmeye başladı.

Arı ve CRS türleri ile çaprazlama çalışması için seçerek ayırdığım kırmızı olanların hepsini gönderdiğim dostum Murat Yıldız'da da aynı durum oldu.

Karideslerin cinsiyet ayrımı sırt bölgesinde oluşan ovaryumdan anlaşılır. Fakat ovaryumlar da yumurta yapmaya hazırlanmadan insan gözüyle görülemeyecek kadar küçük olur o yüzden cinsiyet ayrımı yapmak çok zordur. Bakınız aşağıdaki şekil:

gibi ciddi kaynaklardan daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Bir de çarpıcı bir resim eklemek istiyorum. Resimde solda görünen herkesce malum bir dişi, sağdaki de erkek değil mi?

Peki hangisi hamile?

Bir diğer yanlış bilgi de dişi karideslerin yumurtalar çatlarken yumurtaları serbest bıraktığı, açılırken yavrulara yardım ettiği yani bir bakıma "canlı doğuran " olduğudur. Oysa karidesler olgunlaşan yumurtaları bitkiler arasında güvenli bir yere yerleştirirler ve terk ederler, 1-2 gün içinde yavrular kendi çabalarıyla yumurtadan çıkarlar.

Kendi tankımda şaşkın bir dişinin güvenli diye bitkinin gövde köklerine astığı kendi çektiğim fotoları paylaşıyorum. Yumurtalar asıldıktan 1,5 gün sonra tarafımdan ayrı bir ortamda kendi başlarına hayata merhaba dediler.

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Malesef ki bende daha önce contro ichtyo kullandım lakin suyu berraklaştırmak yerine suyu mavileştirmekten başka bir etkisine de rastlamadım. Piyasada çok kullanıldığı için sahteleri mevcut hem bu yüzden hemde suyun dengesini bozacağından kullanılmaması en uygundur.

Yaşar bey karideslerle ilgili doğru bilgiler için teşekkürler.

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Bu bilgi, eğer yanılmıyorsam bu forumda başka bir başlık altında var. Doğrusu böyle bir bilgi ile daha önce karşılaşmadığım için inanmıştım. Şimdi aynı konuda bir okuduğumdan daha farklı bir bilgi var.

Araştırılması gereken ve kaynak göstermesi gereken bir konu.

Saygılar

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Hakan hocam, paylaşımınız için teşekkürler.
Kiraz karidesleri ( genel olarak karidesler desem de uygun olur sanırım ) hakkında bir başka efsaneye göre, karınlarının altından kuyruk sonuna kadar olan alt bölgenin ovalliği ve düzlüğü erkek-dişi ayrımına yardımcı oluyormuş. Bu doğru bir bilgi midir acaba?

Saygılar...

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Temel Kardeşim,

Merhaba. Bahsettiğiniz konuda yanılıyorsunuz sanırım. Ben size bu konuda bir soru yöneltmedim. Soruyu yönelten kişi Genel Mod Yasarhakan. Aklınızda yanlış kalmış.

Saygı ve Sevgilerimle,

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Ben bunu duymamıştım daha önce. Baktım benimkilere, o bölge hepsinde oval gibi duruyor, ama oynak bir kısım orası bazen düzeltebiliyorlar sanki karidesler, kısacası bu da bir efsane herhalde.

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Burada mevcut hocam bu bilgi..
Efsane mi demeliydim yoksa :heyo:

Saygılar...

 

Türker kardeşim, önce doğru mu diye sorup, sonra kaynak veriyorsun. Neyseki smiley kurtardı durumu.

Her zaman o kaynaklarda yazanların tersini bulacaksın zaten bu konuda. Yoksa onlardan ne farkımız kalır.

 

Tüm akvaryumlarımda yıllardır her tür su üstü bitkisini bulundururum. Tüm bitkiler için geçerli olan kural; zamanı geldiğinde uygun şekilde budama yapılması kuralı, elbette bu bitkiler için de geçerlidir ve zamanında budama yapıldığında, yani yaprakların üstüste binerek kalın bir tabaka oluşturmasına izin verilmediğinde, su üstü bitkilerinin su altı sucul yaşama hiçbir zararları olmaz. Zaten insan dışında hiçbir canlı bir başka canlıya yaşam hakkı tanımayacak şekilde evrilmemiştir.

4 yıldır aktif olan, her 2-3 haftada bir kepçeyle lemna minör budaması yapılan 200 litrelik bitkili tankımdan bir budama sonrası fotoğrafı:


Lemna minör'e göre çok daha kalın ve tüylü yapraklara sahip salvinia cucullata bitkisine rağmen alttaki moss ve crptocorin'in gayet iyi geliştiği 8 litrelik nano tankım.


Yine çok uzun zamandır aktif olan 90 litrelik bir başka tankım. Riccia, salvinia cucullata, lemna minör, hydracotil lel. gibi çok farklı suüstü bitkilerinin bulunduğu bu tanka yem atarken zorlandığım zamanlar oluyor. Üstten görünüş:


Aşağıda pek bitki olmasa gerek değil mi?

Var ama, ve gayet iyi durumdalar:

 

Ynt: Forum Efsaneleri

Yaşar Bey,

Merhaba. Benim de iki akvaryumumda su mercimekleri bulunmaktaydı. Işığı ciddi şekilde kestikleri bu nedenle de ışığın gitmesi gerekn yere gitmediğini düşünerek her iki akvaryum de su mercimeğinden temizledim. Akvaryuma ciddi şekilde bir aydınlanma geldi. Ben de bu bitkilerin ışığı ciddi şekilde engellediklerine inanıyorum.

Bu bitkileri besleyenlerin ışık intiyacı fazla olmayan bitkilere sahip olması gerekmektei. Bu durumda elbette sıkıntı yaşamayacaklardır.

Öte yandan sizin gönderdiğiniz son iki resim benim yukarıda anlattıklarımla elbette ters düşüyor.

son olarak, hani yukarıda "her iki akvaryumumdan su mercimeklerini temizledim" demiştim ya. Temizlikten sonra tanklardan birinde bir tane su mercimeği kaldığını gördüm. "Boşver kalsın" dedim. Şimdi dört beş tane oldular. :hink:

Saygılar