French angel (akvarist ve sohbet )

Akvaryum hobisi balık sevgisi üzerine yoğunlaşmış bir hobi olarak kabul edilir. Her ne kadar artık reef akvaryumu adıyla sert, sof ve yumuşakçaların ön plana çıkıraldığı akvaryum çoğunlukta olsa da, temeli balık sevgisine dayanır. Hobinin tuzlu su tarafına adım atılırken tecrübesi bulunan arkadaşların uyarıları ve temkinleri karşısında genellikle şu cümle kullanılır ' ben zaten palyaço ve birkaç dayanıklı canlı besleyeceğim' bu ifade sadece ve sadece kurulumun ardından ilk balık satın alınmasında uyulur. Aradan geçen süreçte çoktan unutulmuş yerini aceleciliğe ve hatalara bırakmıştır. Öyle hatalar yapılır ki, akvaryumunun kaldıramayacağı yük akvaryumlara yüklenir sistemin izin vermediği balıklar satın alınarak beslenmek istenir. Kendine güvenen birkaç hobici başarabilse de, kırmızı çizginin dışına çıkanların ve hayal kırıklığı yaşayanların sayısı oldukça fazla olur. Balık akvaryumu sevenler önce boyut olarak küçük akvaryumlar tercih etse de, zaman içerisinde bir büyüğü , biraz daha büyüğü derken kayıplar karşısında daha kapsamlı bir sisteme sahip olunur. Sahip olunur olunmasına ancak bu sefer balık sayısı, boyut ve farklı türde beklentiler, hevesler, istekler başlar. Bir çok tür beslenirken tang türleri akvaryumda illaki olur ve angel türlerine benim gibi zamanla heveslenenler çıkar. Bu süreç ilerlerken az ithal edilen ve herkeste olmayan balık hayali yine benim gibi hobicilerde baş gösterir. İşte french angel böyle türlerden biridir.

Yavru birey:



Erişkinlerden tamamen farklı renk ve desene sahip, renk farkı doğada erişkin bireylerin baskısına maruz kalmadan aralarında gezinmesine olanak sağlar.

Yavaş yavaş büyüyen ve rengi dönen French angel:



Brezilya kökeniyle her zaman gelmediği gibi fiyatının yüksek oluşu bile bazen çekici yanı olur. Güzelliği göreceli olsa da, satın alma zorluğu ve az bulunabilirliği, arzulanması için yeterlidir. Brezilya sahillerine vuran okyanus suları bu ülkenin bu gibi canlılar yönünden avantajıdır. Bu avantajı iyi kullandıklarını söyleyebileceğimi hiç sanmıyorum. Sıradan bir iskeleden dalış yapıldığında 3 metrelik sularda araba lastikleri, çöp kovaları, eski masalar, ayakkabılar, atılmış çamaşır makinaları arasında süzülerek gezinen bu canlı, akvarist gözünde hayalleri süslerken kendisini akvaryumunda hayal edenler için bu manzara hayal kırıklığı yaratırken, canlıyı gözünde ve gönlünde koyduğu noktadan aşağı çeker ve gözümüzde karizması çizilir. Akvaryumda esareti kabul etmeyen kişiliği taktir toplarken, ilk akvaryum misafirliği günlerinde ileri derece eyvah olmayacak, ölecek korkusu içinizde baş gösterir. Nori yaprakları , marul derken yapılan ve sunulan besinleri santim santim önüne itme uğraşları sonuç vermediğinde hayaller tükenmeye başlar. Gözlerde puslanma oluşur yem isteksizliği devam eder ve şaşırtıcı olanı ise siyah mukaza üzerinde mantara benzeyen beyazlaşma oluşur. Bu görüntü karşısında akvaristin tavrı ( benim) bu balık çürüyor yaşar mı bu ? oluyor. Strese bağlı olarak esaret altın girmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Zira beğenmediği veya bozuk su şartlarından olsa, bu kadar kolay atamaz üzerinden. Böyle durumların ilerlemiş hallerinde ph değeri ayarlanmış tatlı su banyosu iyi bir çözümdür. Yaralar ve beyazlayan bölgeler yakmayan tentürdüyot ile temizlenebilir. Balık aslında sizinle birlikte bu adaptasyon mücadelesini aynen verir, Yabancı ortama alışma mücadelesi veren balığa yardımcı olmak gerekir. Böyle bir türü akvaryumunuza karar vermiş ve balığın siparişini vermişseniz, tüm şartları önceden hazırlamak gerekir. Gerekirse rahatsız edecek balıkların çıkarılması, canlı yoğunluğu boşaltılmış ise, suyun büyük oranda değiştirilmesi, ps kalitesi, akvaryum boyutlarının uygunluğuna kadar bir çok hazırlık gerekir. Bu türü eklerken sıkıntı yaşamış biri olarak hacim olarak küçük bir akvaryuma sıkıntılı sürecin ardından adapte edebilmiş ve en çok sevdiği gıdanın karpuz olmasına kadar giden bir süreçte birlikte olduk. Sizi normal şartlarda asla üzmeyecek kadar dayanıklı bir arkadaşa sahip olabilirsiniz. Bunca yıllık hobi geçmişinde gördüğüm en cana yakın balıktır French angel. Suyun dışına yarısını çıkararak yem alabilecek, isteyecek kadar da güven duyar. Elbette tüm bunlar düzgün değerli suda, akvaryumda gerçekleşebilir. Yavruların akvaryuma adaptasyonu daha kolay olabilir, aslında balıktan balığa ve akvaryumdan akvaryuma son derece değişken bir konu, ne söylense boşa çıkabilecek kadar değişkendir üstelik. Akıntı ilk adaptasyonunda doğaya yakın olarak gizlendiği bölgeye çevrilmelidir, ne kadar az yabancılık çekmesi sağlanırsa o kadar az sorunla atlatılır. Tabi her akvaryuma eklenmek istenen French angel sorunsuz adapte edilemez ve kayıplar olur, bu kayıplar bazen tüm imkana sahip akvaristler elinde yaşanır. Tutulacağı akvaryumda temizlikçi karides mutlaka bulundurulmalıdır, ilişkileri gerekli anlarda oldukça faydalı olacaktır. Adının Angel olmasına bakılarak hiçbir omurgasız ile beslenemez fikri oluşmamalıdır. Yakıcı kollara sahip bir anemon suda serbest halde kendine yer arıyorsa alttarafından yenmeye başlanarak besin olabilir. Bu entresandır ancak net olarak doğruluğunu belirtirim. Bunu yapan balığın omurgasız ile olmasının mümkün olmayacağı düşünülebilir, ancak xenia, mushroom, anemon, tüp anemonlar, leather coral , octopus branch örnek olarak söyleyebilirim. Yakıcı kollara sahip soft mercanlara dokunduğunu görmedim. Unutulmaması gereken balığın aç bırakılmamasıdır. Aç bırakılırsa arayışa giren balık sıkıntıdan dahi zarar verebilir. Siyanür ile yakalnmış olma ihtimali zayıf bir balıktır. Bu nedeni zaten doğasında kaçmayarak yanınıza gelmesi veya ithal edildiği Ülkenin Singapur ile aynı uygulamaya girme eğilimi olmadığındandır. Yine gözlemi satın almadan önce yapmakta fayda var.

Temizlikçi karidese bakım:



Balık ağırlıklı akvaryumu olan akvaristlere önerebileceğim cana yakınlıkta bir balık. French angel ile dostluğunuz daim olsun.


Saygılar...