1. Hoş geldiniz, Akvaryum Portalı ailesine katılım için kendinizi hazır hissediyorsanız üye olun.
    Yardım sayfasından forum kullanım desteği alın.

Gambusya ( Sivrisinek Balığı )

Başlığı 'Canlı Doğuran Portalı' kategorisinde MR_EREN tarafından 8 Aralık 2008 başlatılmıştır.

  1. MR_EREN

    MR_EREN

    Mesajlar:
    145
    İsim:
    Eren Eroğlu
    Gambusya...
    Canlı doğuran ailesinin terminatörü, uslanmaz balığı...


    Canlı doğuranlar ile ilgilenen hemen her akvaristin merak saldığı ve sonu çoğu kez diğer balıklara zarar, onları parçalama gibi hüsran verici olaylara sebebiyet veren Gambusia Affinis'in ana vatanı ABD'nin güneyi, Orta Amerika ve Brezilya'nın kuzeyidir. Ülkemize girişi ise, bildiğiniz üzere sıtma ve sivri sineklerle mücadele aracılığıyla olmuş; kısa bir zamanda devlet kontrolüyle tüm su kaynaklarımıza yayılmıştır.

    Ülkemiz derelerinde, su kaynaklarında bu denli yaygın olan bu balık, 5 dereceden 30-32 dereceye dek olan, ph derecesi 6.5 ila 8 derece olan tüm sularda yaşayabilmektedir. Aslında Gambusyaların D.S.İ tarafından sularımızda kullanılmasının yegane nedeni bu dayanıklılığı ve sivri sinek larvalarına olan dayanılmaz isteği olmuştur.

    Gambusya ailesi, tür olarak çeşitli alt kollara ayrılır. Ülkemizde yaygın olarak iki türü bulunmaktadır. Bunlar : Gambusia Affinis ve ismi şu an aklıma gelmeyen, affinise nazaran daha beyazımsı olan gambusya türüdür.

    Gambusyalar, lepisteslere en benzeyen canlı doğuran türüdür. Özellikle dişi gambusya ile dişi lepistes arasındaki benzerlik birkaç nüans farkı ( Dişi lepistese göre biraz daha iri olabilmesi, erkek sayısı az olunca erkeklerine saldırması, karnındaki nokta şeklinde olan siyah leke, mat rengi) dışında birebir aynıdır. Bu nedenden ötürü, akvaristler tarafından "Yabani Lepistes" gibi yanlış bir adlandırmaya maruz kalırlar. Ancak, Gambusyalar, Lepistes olmayıp Lepisteslerle tek benzerliği aynı aileden oluşu yani Poecilia ailesinden oluşudur.


    Gambusyaların vücut ve üreme özellikleri şunlardır :

    Dişiler 7-8 cm'e dek büyüyebilir ve büyüklüğüne bağlı olarak da yavru sayısı değişir. Örneğin 7-8 cm'lik bir dişi 70-80'e yakın yavru verebilmektedir. Dişi doğum yapınca, dişi lepistes gibi felce uğramaz. Ancak, üst üste gerçekleşen çok fazla doğum sonrası yamulur. Dişi gambusya doğum esnasında, önüne çıkan tüm yavrularını karnı tok dahi olsa yer. Üremeleri de buna bağlı olarak hızlıdır. Dişi bir gambusya ortalama 25 güne bir doğum yapar.

    Erkek gambusya ise dişiye nazaran çok ufaktır. Maksimum 4 cm boyutuna ulaşır. Bu boyda bir balık olmasına rağmen dişisini en fazla dölleyen canlı doğuran erkeğidir. Bu durumun ana nedeni ise erkek gambusyanın, vücuduna oranla genopodu en büyük canlı doğuran olmasıdır. Diğer önemli bir neden ise iflah olmaz bir üreme isteğini barındırmasıdır. Öyle ki, erkek gambusya hastalanmış veya kuyruğu-yüzgeçleri parçalanmış olsa dahi dişiyi döllemek ister. Ha keza önüne dişi bir plati koysanız bile onu döllemeye çalışır.

    Gambusyalar bir sürü balığıdır ve kendilerinden farklı renklere ve davranışlara sahip olan tüm balıklara saldırırlar. Bu nedenle gambusyaları beslemeyi düşünüyorsanız, başka hiçbir türün olmadığı akvaryumda beslemeniz gerekmektedir. Ayrıca dişi bir gambusyayı veya erkek bir gambusyayı melezlemeye çalışırken, mümkün olduğunca renksiz ve sayıca fazla lepistes kullanmalısınız. Örneğin 15 lepistes bulunan akvaryumunuza 3 gambusya yerleştirirseniz, tüm lepisteslerinizi kaybedebilirsiniz.

    Gambusyaların en büyük düşmanı yüksek ısıdır. su kaynaklarında 30 - 32 derece dek sularda yaşamasına rağmen, akvaryumlarda 28 derece ve üstü sıcaklıklarda ölümler gerçekleşmeye başlar. Buna ek olarak, akvaryumda yetersiz filtrasyon ve hava sağlanınca toplu ölümler kendini gösterir. Bu nedenle mümkün mertebe, soğuk sularda yetiştirmenizde ve akvaryumunuza iyi bir hava motoru sağlamanızda fayda vardır.

    Gambusyalar, vahşi bir balık olması nedeniyle protein ihtiyacı en fazla olan canlı doğuran türüdür. Yeterli protein ağırlıklı yem verilmediğinde ilk etapta birbirlerine saldırmaya başlamakta, ilerleyen safhalarda sürüde ufak olanları parçalamaktadırlar. Buna ek olarak, protein girişi az olunca vücudunda hastalıklara karşı olan bağışıklı çöküşe geçer. Balık, beyaz benek hastalığına dahi kolayca yenilip ölür. Bu nedenlerden dolayı, dip yemi - tubifex - karides kurusu gibi yemlerle sık beslemeniz gerekmektedir.
    Yemleme esnasında dikkat etmeniz gereken tek husus ise gambusyaların yeme en fazla ihtiyaç duyan tek canlı doğuran türü oluşudur. Bir gambusya bir günde neredeyse kendi ağırlığı kadar yemi çok rahat yiyebilir ve hiçbir sağlık sorunuyla karşılaşmaz. Yem verirken, balıklar fazla yerse ölebilir korkusunu yaşamanıza gerek yoktur.

    Gambusyalarda diğer önemli husus ise, bulundukları ortamdır. Dere balığı olmalarından ötürü, ışıklı akvaryumlardan rahatsız olurlar. Ayrıca, sesli - gürültülü ortamlarda bulunan akvaryumlarda strese girerler. Örneğin, dişi bir gambusya gürültülü bir odada bulunan, ışıklı akvaryumda doğumu çok zor gerçekleştirmekte hatta strese bağlı olarak doğumu gerçekleşemeyip, ölebilmektedir.

    Gambusyalar akvaryumlarda sakin, akıntısız suları çok sever. Filtrasyon için, az gürültülü hava motoru veya dalga gücü-hava püskürtme gücü en düşük iç filtreyi kullanmanız gerekir. Buna ek olarak doğal ortamlarını sağlamak amacıyla, dereden topladığınız büyük taşları ve java moss - su mercimeği - tilki kuyruğu gibi sık bitkileri kullanırsanız, balığın rahat edeceği tüm koşulları sağlamış olursunuz. Ancak balığı yetiştirirken dikkat etmeniz gereken tek şey ise, hastalıklarda dahi mümkün olduğunca az ilaç kullanmalısınız. Çünkü, yabani bir balık oluşundan ve akvaryumlarda yaygın olarak yetiştirilmediğinden dolayı metabolizması kimyasallara karşı hassastır ve fazla ilaç kullanımında, tüm uygun koşullara rağmen ölümler kaçınılmaz olarak gerçekleşir.

    Canlı doğuran ailesinin terminatörü, uslanmaz balığı olan bu balıkların kıymetini bilmemiz ve onları anlamamız dileğiyle...
     
    A.P Bot Yazı düzenlemesini kaydetti.: 15 Mayıs 2016
  2. Assamite

    Assamite

    Mesajlar:
    24
    Ynt: Gambusya ( Sivrisinek Balığı )

    Dünyada ki her ülkede sivrisinekle mücadele yöntemi olarak kullanılır,yukarıda bahsedilen en fazla proteine ihtiyaç duyan ve kendi ağırlığı ölçüsünde yiyebilmesine ek olarak en dayanıklı canlı doğuran olması üremede maximum performansı sebebi ile sivrisinekle mücadele yöntemde ilk başvurulan canlı türü olmuştur.
     
  3. taygun

    taygun Guest

    Ynt: Gambusya ( Sivrisinek Balığı )

    İlg gördüğümde bu balıkları dişi lepistes sanmıştım.

    Teşekkürler Eren

    Saygılar
     
  4. Muzikopat

    Muzikopat

    Mesajlar:
    2.586
    İsim:
    Hüseyin ÇELİK
    Ynt: Gambusya ( Sivrisinek Balığı )

    Zaten lepistes türü diye biliyorum. Güzel bir paylaşım. Teşekkürler.
     
  5. Barış ER

    Barış ER

    Mesajlar:
    171
    Ynt: Gambusya ( Sivrisinek Balığı )

    Makaleye bende kendi gambusya fotoğrafımla katkıda bulunayım.

    Gambusya affinis dişisi (7-8cm)

    [​IMG]

    Türkiye'de bulunan diğer tür holbrokiidir.
     
  6. Neverlander

    Neverlander

    Mesajlar:
    2.908
    İsim:
    Abdullah Üüzümcü
    Ynt: Gambusya ( Sivrisinek Balığı )

    Öncelikle Erenciğim ellerine sağlık...

    Birkaç küçük katkı da -nacizane- ben yapayım dedim...

    Gambusya daha doğrusu gambusya yavrusu beslediğim kısa zaman diliminde aşağıdaki bir kaç gözlemde bulundum...

    1) Gambusyalar ile aynı ortamı rahatlıkla paylaşabilecek bir canlı doğuran bulunmaktadır: Veliferalar... Veliferalar mutakabiliyeti esas alan -tam benim kalemim- balıklardır... Şiddete karşı şiddet... Bu nedenle gambusyalar veliferalardan çekinir, tabii ilk girişimlerinden sonra aldıkları dersten sonra... Öyle ki kendilerinden boyca küçük veliferalara bile ilişmezler...

    2)
    Gambusyalar şiddetli akıntıdan nefret ederler... Ve kesinlikle sürekli dengelerini sağlamakla uğraşırlar... Bu durumdan gambusya ile başka bir canlı doğuran birlikte beslenmek istendiğinde faydalınabilir... Ben öyle yaptım... Gambusyaları -plati yavrularımı katlettikten sonra- yavru akvaryumumdan attığımda -tabii boşta duran 15 lt'lik akvaryuma- aralarında henüz renklenmemiş olduklarından ayıramadığım lir kuyruk lepistes yavruları da olduğunu biliyordum... Ben de -aslında bilmeden ancak tahmin yürüterek- akvaryuma en güçlü akıntıyı yaratacak iç filtreyi koydum... Lepistesler renklenmeye başladıktan sonra izlemeye başladım... Gambusyalar iç filtre açıkken kesinlikle lepistesler ile ilgilenmiyor ancak yem verme bahanesi ile filtreyi kapattığımda lepisteslerin kuyruklarını tırtıklama faaliyetlerine girişiyorlardı...

    Şunu ilave etmem lazım... Ben bu akvaryumda çok sayıda gambusya kaybettim ki bunun nedenini de akıntının fazlalığına bağlıyorum... Hayvanlarda stres yaptığı şüphesiz...

    Bu arada 1. maddedeki velifera gözlemimi de ayıramayıp gambusya zannederek gambusyaların yanına koyduğum velifera yavruları sayesinde yapmıştım...

    3)
    Bence gambusyalar her türlü kimyasalı üzerlerine kolayca sepebileceğiniz canlılar... Tabii halihazırda evsel, kimyasal ve sanayii atıklar ile kirlenmiş derelerden toplanmış gambusyalardan bahsediyorum... Gerçi ben yavruları aldıktan sonra ebeveynlerinden geldiklerine benzer bir dereye salarak kurtulmuştum (nedeni 4. maddede)... Yani bendeki gambusyaların hepsi "beyaz kap"ta doğmuştu ve hemen yavruluğu boylamıştı... Buna rağmen kuyruk çürümesi nedeni ile giriştiğim orta-ağır Mikofish tedavisinden hiç etkilenmediler ve kayıp da vermediler... Bu arada tedavi etmeye çalıştığım da kuyruk çürümesi değil gambusya ısırığıymış, sonradan "jeton düştü"...

    4) Derelerden getirilen gambusyaların üzerinde her türlü mikroskobik canlı mevcut olabilir... Bunlardan hastalık etmeni olanlarına gambusyaların genellikle bağışıklığı bulunmaktadır... Diğer taraftan taşıdıkları mikro organizmalardan en can sıkıcı olanları alg ve alg sporlarıdır... 35 lt'lik akvaryuma koyduğum günün ertesinde suda "alg" patlaması olmuştu... Zaten bu nedenle gebe gambusyaları beyaz kapta doğurtup yavruları birkaç sudan geçirerek -kesinlikle tolere edebiliyorlar- 65 lt'lik akvaryumumdaki yavruluğa koymuştum... Ondan sonra hiç alg oluşumu yaşamadım... Ebeynleri de alg taşıdıkları için -İstanbul Anadolu yakalılar bilir- Kurbağalı dereyi boyladı... Tabii Kurbağalı derede de bol miktarda gambusya halihazırda bulunmakta idi... Ne yapsın Devlet, Fenerbahçe'nin trilyonluk stadının yanında sivrisinekle mücadele etmesin mi? (Bence etmesin ve Alex'i, Semih'i ve Güiza'yı sivrisinekler yesin... :D )

    5) Dediğim gibi doğumu "beyaz kap"ta yaptırmıştım... Belki başka bir forumda "beyaz kap" ile ilgili yazdıklarıma rastlayanlar olmuştur Akvaryum Portalı sakinleri arasında... Gambusya için orada yazan herşeyi unutun... Bu balıklar beyaz renkten dolayı strese falan girmiyor... Doğurdukları gibi yiyorlar yavruları... Bu nedenle elinizde fincan başlarında bekleyin... Nasıl olsa dişi gambusyanın -siz fincanla suya dalmadıkça- sizi umursadığı yok... Bir de birçok canlı doğuran karanlıkta yavruları bulup yiyiemez -akvaryum veya beyaz kap olsun- ancak gambusyaları karanlık da durdurmaz... Ya karanlıkta görüyorlar ya da inanılmaz bir koku alma duyuları var veyahut yatay/yanal organları inanılmaz hassaslaşmış...

    Saygılar...
     

Sayfayı Paylaş