Kimliği Belirsiz 'Canlı'lar..

Salyangozların Taşıyabileceği Balık Parazitleri

1) Neascus spp.
Siyah renkli keseler şeklinde görülebilir. Bu parazitler birçok tatlısu balığının üzerinde keseler oluşturur. Balıklar zamanla siyah renkli benekler şeklinde görülen kistlerle kaplanır. Bu parazit genellikle ölüme neden olmaz fakat çok kötü bir görünüme yol açar. Bu parazitle enfekte olmuş balıkların yenilmesiyle parazitin insanları etkilediği görülmemiştir.

2) Clinostomum Marginatum
Sarı renkli bir kurtçuktur. Bu parazit balığı oldukça etkili bir biçimde etkileyebilir. Parazit balığın kas dokusunda bulunur ve çok kötü görünümlüdür. Clinostomum spp. Az pişmiş balık yiyen insanların ağzında gelişebilirler.

3) Posthodiplostomum spp.
Beyaz renkli bir kurtçuktur. Larval formu, balığın birçok iç organında beyaz kistler olarak gözlenir. Balığın vucuduna ilk girdiği zaman, giriş noktasında kanamaya yol açar. Genellikle bir problem yaratmasada görüntü çirkindir. Balık yiyerek bu parazitten etkilenen insan vakası görülmemiştir.

Bu üç parazitin de bilinen net bir tedavi yöntemi yoktur. Salyangozlar vasıtasıyla akvaryuma giren bu parazitlerin önlenmesi için, akvaryuma kontrolsüz ve kaynağı belirsiz salyangoz koymamak gerekir.

4) Diplostomum Volvens
Yaşam siklusu bir su kuşu ile su salyangozu ve son olarak balıkta geçer. Balık bağırsağında larva halinde parazit yaşayan bu canlı balık dışkısı ile suya geçer. Orada serbest yüzen larvalarbir su salyangozuna yerleşir ve burada ara formlar gelişir. Bunlar süratle gelişerek balığa geçerler. Balıkta önce deride olan parazit burada kuyruğuna kaybederek balığın gözüne yerleşir. Orada ergin hale gelir. Bu balık bir su kuşu tarafından yenilirse orada tekrar ilk larva gelişir. Balık ölümüne neden olmaz, ama göze zarar verir.

5) Sanguinicola Inermis
Balığın kan dolaşım sisteminde ergin olarak yaşarlar. 1 mm boyunda olup zararlıdır. Üç köşeli yumurtaları kan yoluyla balığın galsamasına gelir. Doayısıyla kan dolaşımını olumsuz yönde etkiler. Yumurtadan küçük ve hareket edebilen larvalar çıkar. Bundan sudaki bir salyangoza gelerek onun derisini delerek salyangoza girerler. Burada larvalar şekil değiştirir ve çoğalırlar. Sonra salyangozu terkederek yeni bir balığa geçerler. Hasta balığın akvaryumdan uzaklaştırılması gerekir. Akvaryuma salyangoz ile girerler. Bu nedenle dışarıdan akvaryuma salyangoz getirilmesi yanlış olur. Ancak daha önce, akvaryumumuza gelmiş, fakat böyle parazitleri taşımadığı anlaşılmış olan salyangozlardan, akvaryumlarımızda üremiş olanların böyle bir zararı olmaz.

Diplostomum Volvens ve Sanguinicola Inermis, Prof. Dr. Yalçın Şahin'in A’dan Z’ye Akvaryum adlı kitabından alınmış ve bilgiler Sn.Oğuz Sağlam tarafından derlenmiştir.

Saygılarımla,

 

Murat Bey, bahsettiğiniz hastalığın etmeni olan parazitin yumurtaları göçmen kuşların dışkıları ile suya karışıyormuş, daha sonra salyangozları enfekte edip yaşam döngüsünün son kısmına doğru ilerliyor... Yaşam döngüsünün son kısmında salyangozdan ayrılıp tekrar suya karışıyor ve karşılaştığı kuşları ya da temas eden memelilere -çoğunlukla da yüzen insanlara- bulaşıyormuş... Tatlı/tuzlu su ayrımı pek yokmuş...
Yaşam döngüsünü aşağıya koyuyorum...


Hastalığın belirtileri (deride kızarıklık, yanma, batma, kaşınma, ağrı ve kabarcık oluşumu) parazit ile temastan sonraki birkaç saat ile birkaç gün sonra çıkabiliyormuş...

Murat Bey, çok şanslıymışsınız... Eğer parazitin bulunduğu su ile daha fazla temas etseymişsiniz çok daha ciddi sonuçlar ortaya çıkabilirmiş... Keza, parazit daha önce bahsettiğim tehlikeli hastalık Şiztosomiyaz'a neden olan parazitler ile aynı cinsten başka bir tür... Aslında ilk etapta ortaya çıkan deri bulguları parazite verilen allerjik bir reaksiyon... Anti-allerjik ve kortikosteroid kullanımı ile kolayca önüne geçilebiliniyor...

Peki Murat Bey, siz dere/göl/denizden herhangi birine girmiş miydiniz ya da akvaryumlarınıza buralardan salyangoz taşımış mıydınız? Veyahut kaynağını bilmediğiniz -ancak muhtemelen paraziti ihtiva eden bir dereden çıkarılmış- bitki falan sokmuş muydunuz tanklarınıza?

Bu sorulara vereceğiniz cevaplar hobici arkadaşların çok daha dikkatli olmasını sağlayacaktır...

NOT: Eğer dere/göllerden bitki falan toplayıp akvaryistlere satan uyanıklar varsa çok dikkatli olsunlar... Uyanıklıklarının bedelini çok ağır ödeyebilirler... Başınıza gelen Cercarial Dermatitis değil Şiztosomiyaz olabilir... Bizden uyarması sizden Tövbe etmesi...

 

Emrahcığım, asıl ben sana teşekkür ederim... :cicek:
Sayende bayağı bir öğrendik, paylaştık ve en önemlisi eğlendik... :heyo:
Herkese böyle münakaşalar dilerim.... :hepiniziseviyorum:

 

Hocam salyangozların olduğu akvaryuma dışarıdan hiç bir canlı getirp koymadım şimdiye değin..O hastalığı atlattığım dönemse zaten göl kenarında bahsettiğiniz tipte işlere girmezdim..Çok uzun zaman sonra beslediğim Aphanius Mento türü balıklarım ve diğer çiklit türlerim için seyhan baraj gölünün sığ kesimlerinden su içine girmeksizin sırığa bağlanmış file ile cam karidesi yada hayalet karides diye adlandırılan bir tür karides avlardım..ama o dönemlerde her hangi bir rahatsızlık yaşamadım çok şükür..Bahsi geçen hastalık sadece salyangoz akvaryumumu temizlemeden sonya yaşandı.
Bir keresinde daha benzeri oluşumlar yaşamıştım ama bu kezde aşırı kirlenmiş su kaplumbağalarımın tankın temizliği sonrasıydı..Yine bir dermatoloğun verdiği ilaçla 2 günde geçmiş gitmişti rahatsızlık.

Kimse akvaryumdan hastalık kapmam diye yanılmasın yani..İllaki dikkat..Temiz olmayan akvaryum heleki içerisinde kaplumbağa ve salyangoz besleniyorsa saatli bomba olur yeri gelince..Aman dikkat temizlik konusuna.

 

Çok doğru Murat Bey...

Ancak sizin salyangoz ve kaplumbağalarınıza nasıl bulaştığını çok merak ettim doğrusu? bu konuda herhangi bir tahmininiz var mı acaba?

 

Maalesef hayır hocam,hiçbir fikrim yok..Tamamı kendi elimde üremiş olan salyangozlardı..Salyangozlarım için özel bir extra yem kullanmıyordum..El yapımı yemleri kastediyorum..Hep hazır bitkisel ve discusgranül yemler verirdim.Üretim için toplu olarak kova ile aldığımdan bol keseden onlarda beslenirlerdi yani..
kaplumbağalarımıda neredeyse 4 aylık bir süre önce almıştımki o belirtili rahatsızlığı yaşadım..Kaplumbağaların beslenmesine gelince,arada bir sebze yaprakları haşalayıp atardım ama genelde onlarada kaplumbağa yemi ve koiler için kullanılan bitkisel ve gier mineralli pond yemlerden verirdim..Kaplumbağa tankımda 50 cm lik bir akvaryumdu,içerisinde belli bir noktaya kadar su ve kayalarla doluydu,içfiltre ile desteklenmiş olmasına rağmen 30 kadar kaplumbağaya evsahipliği yaptığından oda haftada bir illaki temizlenecek duruma gelirdi.Eskiden görmenizi isterdim evimi Abdullah hocam..Hayvanat bahçesi haltederdi yanında.Şimdi durulmuş haldeyim.

 

Valla anlattıklarınızdan belli Murat Bey... Sizi takdir ediyorum doğrusu... Bizim evde o yolda ilerliyor... Ben kediler için de büyüdüm... evde 6 tane bahçede 20 tane kedimiz vardı... Akvaryumumuz vardı... Hiç ötmeyen bir kanaryamız vardı ancak evde hiç kanarya sesi eksik olmazdı... Annem o ötsün diye sürekli teyipte kanarya ötüşü çalardı... Ben de heralde bu süreçte kuşlardan nefret ettim, bir de üstüne Hitchcock'un kuşlar filmi gelince iyice sıtkım sıyrıldı kuşlardan... O kadar ki tavuk bile yemem, galata ununa bulanmadıkça... Bir tek kargaları seviyorum o kadar...

Bize de bulaşmış hayvan sevgisi... Üniversitede iken odamda yazları osturuk böceği beslerdim... Evlenince karımı eve kedi almaya ikna edemedim... Balık aldık yıllar sonra... Bulaştık bakalım... Canlı doğuranla kalırım derken şimdi bir de evde bettam "Süslü Bayık" oldu... Ara ara evde dolaşan salyangozlar da cabası... Gerçi kızım onları hala emzik sanıyor ve "Baba emzik yürüdü!" diyip haber veriyor firar ettiklerini...

Allah sonumuzu hayır etsin...

 

Bende köpek,kedi,tavşan,güvercin,muhabbet kuşu,ördek yavrusu,civciv,balık,kaplumbağa,ve doğan (doğadan yakalayıp iyileşince ger bırakmıştım) besledim ayrıca serçe yavruları ve kumru yavrularına baktım
şu anda balıklarım, kaplumbağam,muhabbet kuşum ve aslan parçası midyelerim var

 

Gnünün kimliği belirsiz canlısı

ARGULUS (Balık Biti)
Argulus sp. Crustacea alt-şubesindendir... Parazitik yaşarlar... Akvaryumlara paraziti taşıyan canlı yemler ya da balıklar yolu ile gelirler... Akvaryumda serbest halde ya da balık (konak) üzerinde görülebilirler... Boyutları 1mm ile 5 mm arasında değişebilmektedir, biraz daha uzun türleri bildirilmiştir... Deriye yapışırlar ve kan emerler... Deride açtıkları ısırık yaraları balıkların enfeksiyon ve mantar kapmasına neden olabilir... Bu durumlar için anti-bakteriyal ilaçlar (antibiyotikler) ya da anti-fungal ilaçlar (metilen mavisi) koruyucu olarak kullanılabilir... Tedavi için parazitin bulunduğu tank balıktan arındırılır ve sıcaklık artırılır... Artan sıcaklıkta argulusun üremesi artar ancak konak hayvan bulamayan arguluslar ölür... Paraziti taşıyan hayvanın iyi beslenmesi gerekir... Özellikle değiştirerek canlı yem verilmesi önerilmektedir... Yukarıda da değinildiği gibi bakteri enfeksiyonlarına ve mantara karşı önlem alınmalıdır...

Mikofish tüm omurgasızlar üzerinde etkili olduğundan şahsen Argulus sp.den kurtulmak için de kullanılabilir diye düşünüyorum...

Sizleri aslında bizler için kötü ancak şeklen benim çok hoşuma giden Argulus'ların fotoğrafları ile baş başa bırakıyorum...

 

Abi o salyangoz olmasın?

 

Harun kardeşim salyangoz böylemi olur
Peki kuyuya taş atıyorum Abdullah abi...balık bitinin kafası nerde? bu konuyu gören herkesten fikir belirtmelerini rica ediyorum

 

Kafasında ağız olacağına göre ve ağızın tam tersi istikamette de anüs olacağına göre, anüsünün bulunduğu yerin tersi tarafta...

 

mantıksal olarak doğru bakalım herkes ne diyecek nu konuyu senle konuşmak tereciye tere satmak olur Abdullah abi

 

Hadi ama cevap verecek yok mu? O kadar da kopya verdik, anüsün ters tarafında diye...

 

neden kopya veriyorsunki Abi ya :hink:

 

Valla sıkılmaya başladım... Acaba cevap verceklerin adları gözmeyecek şekilde anket mi açsam... O zaman rahat rahat tahminlerde bulunur musunuz ki?

%50 şansınız var... Çok mu az?... Atıversin biri kadan şurası diye ya... N'olacak ki? içinizden biri bir tahminde bulunmadıkça ben de Emrah da (tamam mı Emrah) kafa kısmının nerede olduğunu söylemeyeceğiz... Yok mu hobici arkadaşları Argulus'un kafasının yerini öğrensin diye kendini -Hz. İbrahim'in içine atıldığınınki gibi sonlanacak bir- ateşin içine atacak cesareti olan?...

 

Yok ben söylemem kimseye ama %50 gibi yüksek doğruluk payı olan bi soruya ''belki şurasıdır'' demek zor olmamalı yanlış söylensede önemli değil sonuçta değilmi

 

Öyle ya, Emrahcığım... Kimse gül bahçesine dönecek ateşe atmıyor kendini... Enteresan! :hayir:

 

İyi, bir kopya daha verelim... :hasta: En çok kafasına benzettiğiniz taraf k*ç*...