1. Hoş geldiniz, Akvaryum Portalı ailesine katılım için kendinizi hazır hissediyorsanız üye olun.
    Yardım sayfasından forum kullanım desteği alın.

Samsun ili Tatlı Su kaynaklarında yaşayan Türler

Başlığı 'Ülkemizden Sucul Yaşam' kategorisinde james_34 tarafından 25 Ekim 2008 başlatılmıştır.

  1. james_34

    james_34 Üstad Üye...

    Mesajlar:
    1.103
    İsim:
    can candaş
    Bu çalışmada egzotik balık türlerinden Carassius auratus auratus (Linnaeus, 1758), Carassius gibelio (Bloch, 1782), Pseudorasbora parva (Temmnick&Schlegel, 1846), Oncorhynchus mykiss (Walbaum, 1792), Mugil soiuy Basilewsky, 1855 ve Gambusia holbrooki Girard, 1859’nin Samsun ili tatlı su kaynaklarında yaşadığı saptanmıştır. Araştırma Haziran 2002– Eylül 2005 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Çalışma süresince toplam 364 balık örneği; elektro şok aleti, balık kepçeleri, balık ağları, serpme ve oltalar aracılığıyla yakalanmıştır. Araştırma alanından yakalanan her türün sistematik karakterleri belirlenerek, daha önce yapılan taksonomik çalışmalarda kaydedilen verilerle karşılaştırılmış ve her taksonun orijinal fotoğrafı gösterilmiştir.

    Samsun coğrafik konumu, uygun iklim yapısı ve sahip olduğu tatlı su potansiyeli ile birçok balık türünün yaşayabileceği ekolojik şartlara sahiptir. Samsun ili sınırları içerisinde gerçekleştirilen bir araştırmada; tatlı su kaynaklarında 19 familyaya ait (Anguillidae, Atherinidae, Balitoridae, Blennidae, Cobitidae, Cyprinidae, Cyprinodontidae, Esocidae, Gasterosteidae, Gobiidae, Mugilidae, Poecilidae, Percidae, Pleuronectidae, Pomatomidae, Salmonidae, Siluridae, Soleidae, Syngnathidae) 48 tür ve 4 alttür tespit edilmiştir (Uğurlu, 2006). Tatlı sularda yaygın olarak bulunmayan Pomatomide ve Soleidae familyasına ait örnekler sırasıyla; Engiz Çayı’nın mansap bölgesinden, Kargalı Lagünü’nü Karadeniz’e bağlayan kanaldan yakalanmıştır. Balık populasyonlarını etkileyen önemli faktörlerden biri, bilinçsizce ortama yeni türlerin
    katılmasıdır. Bu şekilde bilinçsiz, rasgele veya kasten tatlı su kaynaklarını balıklandırma çalışmalarında, doğal ortama giren yabancı türler, ortamdaki yerli türlerin ortadan kalkmasına sebep olabilmektedir. Sonradan katılımların tehlikeli etkileri hibridizasyon, predatörlük, rekabet, habitat değiştirme, hastalıklar ve parazitlerdir (Ekmekçi ve Kırankaya, 2006). Carassius auratus auratus (Linnaeus, 1758), Carassius gibelio (Bloch, 1782), Pseudorasbora parva (Temmnick&Schlegel, 1846), Oncorhynchus mykiss (Walbaum, 1792), Mugil soiuy Basilewsky, 1855 ve Gambusia holbrooki Girard, 1859 Samsun ili tatlı su kaynaklarında yaşayan egzotik türlerdir. Söz konusu egzotik türlerin balıkçılık, yetiştiricilik, biyolojik mücadele gibi coğrafik bariyerlerin insan tarafından ortadan kaldırılması sonucunda yöredeki tatlı su kaynaklarına yerleştikleri akla gelmektedir.


    Samsun ili; Karadeniz sahil şeridinin orta bölümünde Yeşilırmak ve Kızılırmak nehirlerinin
    Karadeniz’e döküldükleri deltalar arasında yer alır ve 9,083 km²’lik bir yüz ölçüme
    sahiptir. Coğrafi konum olarak 40° 50’ - 41° 51’ kuzey enlemleri, 37° 08’ ve 34° 25’ doğu
    boylamları arasındadır. Samsun ili içsularında bulunan egzotik balık örneklerinin yakalandığı tatlı su kaynaklarının konumları Şekil 1’de gösterilmiştir. Araştırma bölgesindeki akarsu, göl, gölet, lagün ve baraj göllerinde balık örnekleri
    toplamak için, etkinlikleri ortama ve balık türlerine göre değişen çeşitli av araç ve
    gereçlerinden yararlanılmıştır. Yakalanan balık türlerinin renk ve desen özellikleri belirlenip, fotoğraf çekimleri yapıldıktan sonra %5’lik formaldehit çözeltisi içerisine konularak muhafaza altına alınmıştır. Laboratuvara getirilen örnekler tespit edilip sertleştirildikten sonra, çeşme suyu altında yıkanarak formaldehitin etkisi uzaklaştırılmış ve balık sistematiğinde kullanılan metrik ve meristik karakterler esas alınarak değerlendirme yapılmıştır. İncelenen balıkların dış morfolojisinde kullanılan temel ölçümlerde Fischer ve Hureau (1985) esas alınmıştır. Araştırma alanından yakalanan balıkların sistematikteki yerlerini belirlemek amacıyla familya, cins, tür düzeyinde teşhisleri yapılırken Berg (1962, 1964, 1965), Blanc ve diğerleri (1971), Scott ve Crossman (1973), Kuru (1980), Whitehead ve diğerleri (1986), Fischer ve diğerleri (1987), Geldiay ve Balık (1988), Szczerbowski (2001), Mater ve diğerleri (2002), Ekingen (2004)’den yararlanılmıştır.

    Kısaltmalar

    Çalışma sahasından yakalanan balık örneklerinin metrik ve meristik karakterleri için kullanılan simgeler ve kısaltmalar:

    A = Anal yüzgeç
    BB = Baş boyu
    BG = Baş genişliği
    BY = Baş yüksekliği
    C = Kaudal yüzgeç
    D = Dorsal yüzgeç
    D1 = Birinci dorsal yüzgeç
    D2 = İkinci dorsal yüzgeç
    FD = Farinks dişleri
    GÇ = Göz çapı
    İM = İnterorbiter mesafe
    L.lat. = Linea lateral
    L.tran. = Linea transversal
    P = Pektoral yüzgeç
    SD = Birinci solungaç yayı solungaç dikenleri
    Sq = Linea laterali olmayan balıklarda boyuna pul sırası
    SB = Standart boy
    TB = Total boy
    V = Ventral yüzgeç
    VY = Vücut yüksekliği





    Şekil 1. Araştırma alanını gösteren harita

    Samsun ili içsularında yaşayan egzotik türler Cyprinidae familyasından Carassius auratus auratus Carassius gibelio, Pseudorasbora parva Salmonidae familyasından Oncorhynchus mykiss, Mugilidae familyasından Mugil soiuy, Poecilidae familyasından Gambusia holbrooki olarak belirlenmiştir.

    Familya: Cyprinidae
    Tür: Carassius auratus auratus (Linnaeus, 1758)
    Diagnostik bulgular: TB= 117–252 mm.
    SB/VY= 2.33–2.79 SB/BB= 3.09–3.58 BB/GÇ=
    3.17–3.82 BB/İM= 2.14–2.48 İM/GÇ= 1.26–1.58
    D= (III) IV (17) 18–19 (20) (21) V= II (7) 8 (9)
    A= (II) III 5–6 P= I (14) 15–17 (18) L.lat.= (28)
    29–31 (32) L.tran.= 6–7/6–7 FD= 4–4 SD = 44–
    50.
    Vücut oval şekilli ve lateral olarak yassılaşmıştır. Küçük olan başta gözler iri, burun yuvarlak, ağız bıyıksız, terminal konumlu ve hilal görünümündedir. İnce yapılı, kısa ve sık dizilişli solungaç dikenlerinin ucu sivridir ve içe bakan yüzeylerinde küçük çentikler bulunur. Yanal çizgi vücudun ortasında yer alır ve tamdır. Ventral ve anal yüzgeçler arasında karina vardır. Serbest kenarı konkav olan dorsal ve anal yüzgecin sonuncu basit ışını iyi gelişmiştir ve posterior kenarının 3/4’ünde dişçikler taşır. İncelenen numuneler renk bakımından oldukça geniş varyasyon göstermektedir(Şekil 2.1–2.9). Beyaz, kırmızı, sarı, turuncu örneklerin yanı sıra, karışık renkli, siyah lekeli, empirme desenli olanlarda yakalanmıştır. Periton açık renklidir. Fotoğrafı çekilen numuneler Cevizlik Göleti’nden yakalanmıştır. Divanbaşı ve Üniversite Göleti I den yakalanan numunelerde renklenme ve vücut şekli Şekil 2.2 ve Şekil 2.3 deki gibidir.


    Şekil 2.1. Carassius auratus auratus

    Yakalandığı tatlı su kaynakları ve numune sayısı: Cevizlik (Hurdaz) Göleti (61), Divanbaşı Göleti (4), Üniversite Göleti I (5).

    Tür: Carassius gibelio (Bloch, 1782)


    Diagnostik bulgular:
    TB= 51–328 mm.
    SB/VY= 2.31–2.87 SB/BB= 3.06–3.84
    BB/GÇ= 3.10–4.28 BB/İM= 2.14–2.75
    İM/GÇ= 1.24–1.76 D= (III) IV (V) (14) (15)
    16–18 (19) (20) V= II 7–9 A= III 5 (6) P= I
    (13) 14–18 (19) L.lat.= (28) (29) 30–32 (33)
    (34) L.tran.= 6–7 (8)/6–7 FD= 4–4 SD= 44–
    64.
    Vücut kısa, yüksek yapılı ve kuyruk sapı kalındır (Şekil 3). Baş gövdeye oranla küçüktür. Terminal konumlu ve küçük olan
    ağız, at nalı görünümündedir ve bıyık taşımaz. Solungaç dikenleri kısa, ince, çok sık dizilişli, sivri uçlu ve içe bakan yüzeyleri tırtıklıdır. Yanal çizgi tam ve kavissizdir. Ventral ve anal yüzgeçler arasında karina vardır. Serbest
    kenarları düz ya da konkav olan dorsal ve anal yüzgecin sonuncu basit ışını iyi gelişmiştir ve posterior kenarının 3/4’ünde dişçikler taşır. Sırt siyahımsı-kurşuni, karın parlak beyazdır. Renk genç bireylerde daha açıktır. Periton siyahtır. Fotoğrafı çekilen numune Simenit-Akgöl Lagünü’nden yakalanmıştır. Şekil 1 de gösterilen diğer tatlı su kaynaklarından
    yakalanan Carassius gibelio numunelerininvücut yapısı ve rengi Şekil 3 deki gibidir.


    Yakalandığı tatlı su kaynakları ve numune sayısı:
    Abdal Çayı (32), Bafra Balık Gölleri (10), Çakmak Baraj Gölü (25), Çobanlar Deresi (30), Divanbaşı Göleti (26), Karaboğaz
    Lagünü (2), Miliç (Kocaman) Irmağı (21), Liman Lagünü (8), Mert Irmağı (4), Simenit- Akgöl Lagünü (22), Suat Uğurlu Baraj Gölü (3), Terme Çayı (14), Üniversite Göleti II (19), Yurtluk Çayı (22).
     
    A.P Bot Yazı düzenlemesini kaydetti.: 18 Haziran 2015
  2. james_34

    james_34 Üstad Üye...

    Mesajlar:
    1.103
    İsim:
    can candaş
    Bulgularımıza göre Gambusia holbrooki’nin dorsal yüzgeçteki basit ve dallanmış ışın sayıları Balık (1988), Özuluğ (1999), Şaşı ve Balık (2003b), Barlas ve Dirican (2004)’ın bildirdiği değerlerle benzerlik göstermektedir. Numunelerimizin dorsal yüzgecinde ikinci basit ışın gözlenmemiştir. Yakaladığımız örneklerin ventral yüzgeçlerinde Barlas ve Dirican (2004) gibi birer basit ışın sayılmıştır. Özuluğ (1999)’a göre ventral yüzgeçlerde ikişer basit ışın vardır. Balık (1988), Şaşı ve Balık (2003b)’a göre ventral yüzgeçlerde basit ışın yoktur. Ventral yüzgeçlerdeki dallanmış ışın sayısı; Özuluğ (1999), Barlas ve Dirican (2004)’ın verileriyle aynıdır, Balık (1988), Şaşı ve Balık (2003b)’ın verilerinden farklıdır. Linea lateraldeki pul sayısı; Özuluğ (1999)’un bildirdiği değerlerle benzerlik içindedir, Balık (1988), Şaşı ve Balık (2003b), Barlas ve Dirican (2004)’ın bildirdiği değerlerin dışında kalmaktadır. Dorsal yüzgeç başlangıcı ile linea lateral arasındaki pul sayısı Barlas ve Dirican (2004)’ın bulgusuyla, ventral yüzgeç başlangıcı ile linea lateral arasındaki pul sayısı Şaşı ve Balık (2003b)’ın bulgusuyla uyumludur. Gambusia holbrooki’nin hesaplanan SB/VY oranı Kuru (1975) ve Küçük (1997)’e göre daha küçük, Özeren (2004)’e göre daha büyüktür. SB/BB oranı; Küçük (1997)’ün verdiği değerlerle benzerlik göstermektedir, Özeren (2004)’in bulgusuyla uyuşmamaktadır. BB/GÇ oranı;
    Küçük (1997)’ün bildirdiği değerlere yakın olduğu görülmektedir. Kuru (1975) ve Küçük (1997)’e göre vücut yüksekliği, baş boyundan büyüktür. Özeren (2004)’e göre vücut yüksekliği, baş boyundan küçüktür. Numunelerimize göre vücut yüksekliği ile baş boyu hemen hemen birbirine eşittir.

    Araştırma sahasından yakalanan Carassius cinsine ait numunelerin; dorsal ve anal yüzgeç serbest kenarı, 1. solungaç yayı diken sayısı, linea lateral, anal yüzgeç dallanmış ışın sayısı, pul yapısı, dorsal yüzgeçteki son dallanmış ışın sayısı, dorsal yüzgeçteki son dallanmamış ışın üzerindeki çentik sayısı, periton rengi dikkatle incelenmiş; Berg (1964), Kuru (1980), Szczerbowski (2001)’ye göre Carassius auratus (Linnaeus, 1758) olarak teşhis edilmiştir. Szczerbowski (2001)’ye göre Carassius auratus beş alttüre ayrılır, Avrupa tatlı su kaynaklarında ikisi yaşar (Carassius auratus auratus, Carassius auratus gibelio). Metrik, meristik karakterleri ile morfolojik özellikleri birbirine çok benzeyen bu iki alt türün ayrımında Szczerbowski (2001) esas alınarak; vücut şekli ve renklenmeye göre, Cevizlik (Hurdaz) Göleti, Divanbaşı Göleti, Üniversite Göleti-I’den yakalanan örnekler Carassius auratus auratus (Şekil 2.1–2.9); Abdal Çayı, Bafra Balık Gölleri, Çakmak Baraj Gölü, Çobanlar Deresi, Divanbaşı Göleti, Karaboğaz Lagünü, Miliç (Kocaman) Irmağı, Liman Lagünü, Mert Irmağı, Simenit-Akgöl Lagünü, Suat Uğurlu Baraj Gölü, Terme Çayı, Üniversite Göleti II, Yurtluk Çayı’ndan yakalanan örnekler Carassius auratus gibelio (Şekil 3) olarak belirlenmiştir. Kottelat (1997), Şaşı ve Balık (2003b), Eli (2006)’ye göre Carassius auratus gibelio isimlendirmede sinonim durumuna düştüğü için Carassius gibelio olarak tanımlanmıştır. Szczerbowski (2001)’ye göre Carassius gibelio’nun vücut yüksekliği yaşadığı ortamdaki populasyon yoğunluğuna bağlıdır. Örneğin populasyon yoğunluğu az ise vücut yüksekliği gelişmekte, populasyon yoğunluğu fazla ise vücut yüksekliği gerilemektedir. Sonuç olarak balığın vücut şekli, bulunduğu ortamdaki populasyonların taşıma kapasitesi zorlandığında değişkenlik göstermektedir. Aynı araştırıcıya göre, vücut rengi genetik yapıya, çevre koşullarına ve yaşa bağlı olarak; özellikle Carassius auratus auratus’ta çok değişkendir. Çinli ve Japon yetiştiriciler tarafından Carassius auratus auratus’un 100 kadar varyetesi olduğu bildirilse de, Avrupa’da 15 tanesi bilinmektedir (Ural ve Özdemir, 2002). Aynı araştırıcılara göre; söz konusu varyeteler birbirlerine benzerliklerinden dolayı, farklı ülkelerde, hatta aynı ülke içerisinde dahi değişik isimler altında toplanmakta ve zaman zaman karışıklıklar ortaya çıkmaktadır. Szczerbowski (2001)’ye göre Carassius auratus auratus numuneleri, Carassius auratus gibelio ya da Carassius carassius olarak isimlendirmektedir. Araştırıcının Carassius cinsine ait balıkları teşhis ederken, dikkatli olmasının yanı sıra tecrübeli olması da doğru karar vermede etkilidir. Bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de, ekonomik öneme sahip balık türleriyle birlikte egzotik balık türlerinin de, doğal yayılış alanı dışındaki sucul ekosistemUğurlu ve Polat 1 (3): 139-151 (2007)
    147 lere aşılandığı bilinen bir gerçektir. Carassius auratus auratus aşılandığı tatlı su kaynaklarında; süs balığı, yem balığı veya olta balığı olarak değerlendirilmektedir. Ekolojik tolerans sınırlarının geniş olması, ticari avcılığının yapılmaması nedeni ile içsularda hızla çoğalarak yoğun populasyon oluşturabilmektedir. Böylece yaşadığı ortamda bulunan ekonomik öneme sahip balıklar üzerinde üreme alanı ve besin rekabeti yoluyla baskı oluşturduğu düşünülmektedir. Araştırma sahasında hem tatlı sulardan hem
    de acı sulardan yakalanan Carassius gibelio’nun coğrafik dağılımdaki yüksek başarısı,
    ekolojik hoşgörü sınırlarının geniş olması ile açıklanabilir. Şaşı ve Balık (2003b)’a göre
    Carassius gibelio bulunduğu ortamda ekonomik öneme sahip balıkların dağılımında
    olumsuz etkiye sahiptir, Cyprinus carpio ve Leuciscus cephalus ile besin rekabeti içine girer. Berg (1964)’e göre Cyprinus carpio Linnaeus, 1758 ile Carassius gibelio (Bloch,
    1782) arasında hibrit oluşur. Ekonomik önem taşıyan Cyprinus carpio egzotik bir tür olan
    Carassius gibelio ile hibrit oluşturma durumunda, saf ırk özelliklerini ve buna bağlı olan değerlerini yitirebilir. Bu etkisi ile doğal sazan ırkını yok edici özellik taşıdığı düşünülmektedir. Egzotik türler hoşgörü sınırları geniş olduğundan bulunduğu tatlı su kaynaklarında yerli türlere üstünlük sağlayarak, uzun vadede tür çeşitliliği açısından ciddi bir tehdit haline gelebilir. Her egzotik tür, beraberinde egzotik mikroorganizmaları da getirebileceğinden, ihtiyofaunayı oluşturan doğal türlerde yeni hastalıklar çıkması da başka bir ciddi sakıncadır. Ekmekçi ve Kırankaya (2006)’ya göre Pseudorasbora parva’nın yüksek üreme kapasitesi, bulunduğu ortamda yoğun populasyon oluşturma üstünlüğü sağlar, herhangi düzgün yüzeyli bir obje; dal, yaprak, plastik substrat, üzerine yumurtlayabilir, orta dereceli kirliliğe, sıcaklık yükselmesine, düşük su seviyesine oldukça dirençlidir, ayrıca tehlikeli hastalıkların doğal balık faunasına dağılmasında aracı olarak rol oynamaktadır. Pseudorasbora parva’nın Türkiye’deki coğrafik dağılımı incelendiğinde, ülkemizin akarsu sistemlerine hızla dağıldığı ve başarıyla yerleştiği anlaşılmaktadır
    (Erk’akan 1984, Küçük 1997, Wildekamp vd. 1997, Neer vd. 2000, Şaşı ve Balık 2003b, Yılmaz vd. 2003, Balık vd. 2005, Ekmekçi ve Kırankaya, 2006). Pseudorasbora parva’nın Devlet Su İşlerinin Bekdiğin Göleti’ni balıklandırma çalışmaları sırasında getirilen balıklara karıştığı ve faunaya eklenmiş olabileceği düşünülmektedir. Oncorhynchus mykiss doğal olarak Kuzey Amerika’da ve Kamchatka Yarımadası’nda (Kuzey Asya) bulunmaktadır (Kottelat, 1997). İlk kez Amerika’da yapay koşullarda üretilmiştir (Özdemir, 1994). Gökkuşağı alabalığı üzerinde birçok ıslah çalışmaları yapılmış olup, 15’in üzerinde ticari varyete elde edilmiştir(Tekelioğlu, 1998). Antartika hariç tüm dünya ülkelerinde yetiştiriciliği yaygınlaşan gökkuşağı alabalığı, ülkemize 1969 yılında Yedigöller Milli Parkı (Bolu)’na getirilerek girmiştir (Uysal ve Alpbaz, 2002). Oncorhynchus mykiss tatlı sularda Salmo trutta ve Salmo salar’dan daha hızlı gelişmektedir (Roberts ve Shepherd, 1979), et kalitesi ve sofralık değeri yüksektir. Yem seçmez ve yumurtadan itibaren yetiştiriciliği yapılabilir (Atay, 1990). Hastalıklara karşı dirençlidir (Aras vd. 1995). Bu özellikleri nedeniyle ülkemizde; kontrol altına alınmış çevre şartlarında, kültür balıkçılığı yapılan en yaygın egzotik türdür. Terme Çayı ve Derbent Baraj Gölü’nden ülkemizin doğal balık faunası içerinde yer almayan Oncorhyncus mykiss örnekleri tespit edilmiştir. Yakalanan örneklerin adı geçen tatlısu kaynakları üzerindeki alabalık üretim çiftliklerinden kaçarak akarsuya ve baraj gölüne uyum sağladıkları gözlenmiştir. Doğal balıkların yumurta ve larvalarını yok eden bu egzotik tür hastalıklara karşı oldukça dayanıklı olup, özellikle hassas olan doğal alabalıklara hastalık bulaştırma riski taşır ve doğal türlerle
    besin rekabetini lehine geliştirir. Balıkçılar tarafından “Rus Kefali” olarak isimlendirilen Mugil soiuy, doğal olarak Uzakdoğu Amur havzasında Vladivostok yöresinde (Rusya Federasyonu) bulunan nehirlerde yaşar ve tuzluluğa hoşgörü sınırları oldukça geniştir
    (Berg, 1965). Ülkemiz sularında 1990 yılından itibaren görülmeye başlayan Mugil soiuy ekonomik öneme sahip egzotik bir türdür. Yöre halkı için yeni bir av potansiyeli oluşturmuştur. Kaya ve diğerleri (1998)’ne göre Mugil soiuy’un oksijen, sıcaklık ve tuzluluk değişimlerine toleransı geniştir. Mugil soiuy’un doğal türler üzerindeki etkisi yeterince bilinmemektedir. Zaitsev ve Öztürk (2001)’e göre yavruları zooplanktonlarla beslendiği için, bulunduğu ortamda planktonlarla beslenen balıklarla rekabet ettiği ve türe özgü bazı parazitleri (Trematoda, Monogenea) taşıdığı düşünülmektedir. Gambusia holbrooki’nin anavatanı A.B.D’nin doğu eyaletleri başta, Meksika ve Orta Amerika’dır (Rauchenberger, 1989). Sivrisinekle biyolojik mücadelenin yanı sıra akvaryumlarda süs balığı amacıyla başka ülkelere götürülmüştür. Zaitsev ve Öztürk (2001)’e göre 1926 yılında sivrisinekle mücadele amacıyla İtalya’dan Karadeniz’in Kafkasya kıyılarına (Kolkhida-Gürcistan) getirilmiştir, aynı zamanda ülkemiz sularına da girmiştir. Öztürk ve İkiz (2004)’e göre Sivrisinek balığı, yurdumuzda ilk defa Fransızlar tarafından getirilerek Amik Gölü’ne, daha sonra Sıtma Mücadele Müdürlüklerince ülkemizin diğer bölgelerine özellikle Güney Doğu Anadolu ve Çukurova bölgelerine aşılanmıştır. Özellikle göl, gölet akarsu ve bataklıklarda yaşayan kurbağaların son yıllarda ekonomik amaçla tüketilmesi sonucu sivrisineklerde bir artış meydana gelmiş ve sivrisinek balıklarının biyolojik mücadelede önemi artmıştır (Bahadıroğlu ve Büyükçapar, 1997). 4–6 cm.lik bir dişinin 1 saatte 225 kadar, 3–4 cm.lik bir erkeğin aynı sürede 30 civarında sivrisinek larvası yediği belirlenmiştir (Çelikkale, 1988). Gambusia sp. bulunduğu ortamda besin için diğer balıkların yavrularıyla özellikle Sazangiller ile rekabet eder (Zaitsev ve
    Öztürk, 2001). Tatlı su kaynaklarına bilinçsiz olarak yavru atılması dolayısıyla balık faunasının değiştirilmesi engellenmelidir. Buna en basit örnek Divanbaşı Göleti’nde hem Carassius auratus auratus hem Carassius gibelio örneklerinin yakalanmasıdır. Resmi kurumlar tarafından yapılan balıklandırma çalışmalarına ilave olarak, sucul ekosistemlerde amatör ve profesyonel balık avcıları tarafından bilinçsizce gerçekleştirilen aşılama çalışmaları; arazi çalışmaları esnasında, gerek yöre halkı tarafından beyan edildiği gerekse balıkçıların kendileri itiraf ettiği için sonuç şaşırtıcı değildir. Balıklandırma çalışmaları yapılmadan önce gerekli incelemeler ve yorumlar yapılmalı, belirli önlemlerin alınması ve istenmeyen sonuçların engellenebilmesi için etkin planlamalar ve organizasyonlar yapılmalı, takip edilmelidir. Doğal balık faunasını bozacak aşılama çalışmalarına engel olunmalıdır. Yüksek endemizm seviyesine sahip ülkemizin doğal ihtiyofaunası, böyle katılımlara savunmasız ve korunmasızdır.
     
  3. YIKIKTEMO

    YIKIKTEMO

    Mesajlar:
    30.098
    Yer:
    İstanbul
    İsim:
    Temel Sert
    Teşekkür ederim ederiz Can.
    Samsun, sulak alan konusunda oldukça zengin bir bölge. Umarım türlerin korunmasına gereken özen gösterilir.
     

Sayfayı Paylaş